İNSAN MISIN?
AHMET MANAS YAZDI
Mısır’da ve dünyanın dört bir tarafındaki kan ve revan halini düşünürken Kadri Gürsel’in bir yazısını gördüm… “Mısır’ın Makus Talihi” başlığına bakınca “Bu sefer insani bir şey yazmıştır” diye iyi niyetle yazıyı okumaya başladım…
Fakat heyhat… Kurttan kuzu doğar mı? Doğmaz elbet!
Sirke küpünden bal sızar mı? Sızmaz elbet!
Başlamışken bitireyim dedim…
Yazısında kendine yakışır bir hinlikle Ak Parti’yi “Türkiyeli İhvan” olarak adlandırıp, küçümseyici bir dil kullanmasını pek dert etmedim.
Fakat darbecilerin döktüğü kanı ve Batı’nın sorumluluğunu Amerika ve AB’nin iki yüzlülüğünü sorgulamak yerine yine bütün faturayı İhvan’a kestiğini görünce “Pes!” dedim.
“Direniş İhvan’ın tekrar iktidara geleceğini, Mursi’nin tekrar Cumhurbaşkanı olabileceğini sananlar hayal görüyor” yazmış… Açıkça “Öldüğünüzle kalırsınız!!” demeye getiriyor adam…
Bu nasıl bir kin? Bu nasıl bir düşmanlık?
“Ne içtin sen be adam, ne ziftlendin?” diye soruyordum ki…
Hiç utanmadan “Darbecilerin döktüğü kan Mursi’nin hatalarını silemez” diye yazdığını da gördüm.
Kan beynime sıçradı…
Şüphem kalmadı:
Kan içmiş bu adam! Yazmadan, düşünmeden önce kan içmiş ki böyle yazabilmiş…
Çok merak ediyorum, Mursi ve İhvan nasıl bir suç işledi ki dökülen kanları bile bu hatayı silemiyor?
Nedir bu Kadri Gürsel? Daha açık yazsana!!! Mursi hatasının bedelini nasıl ödeyebilir? Kadın, çocuk, genç, ihtiyar binlerce insanın canı, kanı ve gözyaşıyla ödeyemediği bu bedel nedir?
Hayranı olduğun Batılı efendilerin işkence yöntemleri kullanılsa?
Mesela bir Engizisyon mahkemesi kursalar da Mursi’yi yağlı çıraların tutuşturduğu bir ateş de yaksalar?
Bu seni tatmin etmeyebilir… Peki “monşer” Fransızların kanlı giyotinlerini, hayasızca muhafaza edip sergiledikleri kan ve irin dolu eski karanlık şatolarından çıkarıp, Mısır’ın medeni sokaklarına kursalar? Mursi’nin ve İhvan mensuplarının kafalarını teker teker koparsalar?
Vicdanın rahatlar mı? Doyar mısın?
Doymazsın… Batılı efendilerin kendi zulüm ve çirkeflerini örtmede pek mahirdir.. Böyle bir maharetle zulmünü örtüp masal kahramanı yaptıkları Kazıklı Voyvoda’nın kazıklarını sahraya döşeyip piramitler üzerinden İhvan üyelerini fırlatsalar?
Kirli ruhundaki fırtınalar diner mi?
Dinmezse İngilizler ne güne duruyor… Her türlü sinsiliğin, fitnenin ve fesadın tohumlarını üreten lordların… Osmanlı esirlerini Mısır’da ve Hindistan’da asitli sulara sokarak gözlerini kör eden asilzadelerin yöntemine ne dersin? Nil’e de doldursunlar bu ilaçtan, Mursi’yi ve ona oy verenleri tıka basa doldursunlar Nil’e…
Rahatlar mısın?
Hollandalıların, Danimarkalıların, Portekizlerin, İspanyolların Afrika’da uzak Asya’da masum insanlara reva gördükleri zulümleri hatırla? Kolları kesilen Afrikalı köleleri, ölü bedenleri okyanus balıklarına yem edilen ufak tefek Asya insanlarını…
Köpekbalıklarının bile hem karnını hem gözünü doyuran ceset deryalarını…
Ama sen doymazsın Kadri bey!!! Çünkü senin tasın başka çeşmelerden… Söylediğin türküler de bizim türkümüz değil…
Yazdıkların da dış politika analizi falan değil… İç siyasette, yaşam biçimi ve kültürel kimlik üzerinden ayrışmaya ve ötekileştirmeye dayanan kin siyasetinin küresel yansıması…
Dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanların ya da “dindar” Müslümanların çektikleri sıkıntılara karşı sorumluluğu hep mağdurlara kesen, zalimleri sorgulayamayan bir anlayış… Batı da bütün zulümlerini bunlara dayanarak yapıyor. Zulmün meşruiyet ve mazeretini bunlar temin ediyor.
“Bir haftalık tatile çıkıyorum” diye yazıyorsun ya… Uzanacağın sahilde “Bloody Mary” iç! Belki kana doyarsın…
