Huzur sokağının mukimleri..
Şule Yüksel Şenler’in “Huzur Sokağı” kitabının “ATV” tarafından dizi yapılacağı Ahmet Hakan’ın önceki günkü yazısına konu olmuş.
Huzur Sokağı sakinlerini şöyle tarif etmiş Ahmet Hakan:
“Yoksul ama dindar”, “yoksul ama dayanışmacı”, “yoksul ama mutlu”..
Ama o mahalleden eser kalmamış, bu yüzden “Huzur Sokağı” dizi değil olsa olsa belgesel olurmuş..
“AK Parti”nin iktidar olmasıyla birlikte içinde bazı hakikatleri de barındıran bir büyük yalan ortaya atılıyor..
Söylenenlere bakarsak, “Huzur Sokağı sakinleri” zenginleşmişler, maziyi unutmuşlar, üstüne üstlük zalimleşmişler. Zenginleşemeyenler ise en azından orta sınıfa dahil olmuşlarmış..
Yani, Huzur Sokağı mukimlerini betimleyen ne varsa hepsi de mazide kalmış..
Her iktidar kendi zenginlerini doğurur muhakkak ama bundan yola çıkarak mütedeyyin kesimlerin tümden zenginleştikleri bir şehir efsanesinden ibaret.
Bu arkadaşlara bakarsak Huzur Sokağı mukimleri hep aynı yerde kalmalılar, çalışmamalılar, kazanmamalılar. Hep birilerinin ötekileri olarak yaşamaya, Kemal Sunal filmindeki ‘yoksul’ karakterini oynamaya devam etmeliler.
Mütedeyyin insanların önüne konulan barikatlar kaldırıldığı için bir parça nefes aldılar, elbette bir kısmı da zenginleşti(haksız kazanç sağlayanlar bu yazının kapsamı dışındadır).
Tabii ki büyük bir kısmı da dün neyseler, bugün de aşağı yukarı aynı şekilde yaşamaya devam ediyorlar. Eskiye nispetle daha iyi evlerde yaşıyorlar ama yaşamamaları mı gerekiyor?
Elli bin, yüzbin insan zenginleşti yahut orta sınıfa dahil oldular diye bütün mütedeyyinler de öyle mi yaşıyorlar zannediyorlar?
“Huzur Sokağı”nın büyük gövdesi belki eskisi gibi yoksul değiller ama öyle kıskanılacak bir yaşam da sürmüyorlar..
En fazla kendi kendilerine yetmeye çalışıyorlar, olabiliyorsa..
Kendi kendine yetme halini bile içlerine sindiremeyip haset edenler var..
Kendilerinin nasıl yaşadıklarını, nasıl zenginleştiklerini bir kenara bırakmış bu arkadaşlar, Huzur Sokağı sakinlerinin nasıl yaşadıklarına çevirmişler gözlerini(pastada paylar azaldı tabii, ihaleler başkalarına gidiyor).
Üstelik yeri geldikçe, müslümanlığı da en iyi kendilerinin anladığını mavalını yuvarlamaktan hiç mi hiç yüksünmüyorlar.
Ee o zaman siz niye başka bir sokağın mukimleri gibi konuşuyorsunuz?
Anadolu’nun köylerinde, kasabalarında, büyük şehirlerin varoşlarında, eski mahallelerinde yaşamaya devam ediyor Huzur Sokağı sakinleri.
Bu sokaktan çok insan ayrılıp gitti ama kalanlar “aynı dayanışma” ile, “aynı inanç” ile, “aynı sadelik” ile hayatlarına devam ediyorlar.
Kopup gidenlere de “mal da yalan mülk de yalan, var biraz da sen oyalan” diyerek sadece acıyorlar.
Haram yollara tevessül ederek zenginleşmeye ahdedenlere gelince, ha onlar, ha diğerleri, ne farkeder..
Diğerlerini bulan zillet nasıl olsa bir gün onları da bulacak.
ABDULLAH MURATOĞLU/YENİ ŞAFAK