Milletvekillerinin mali ve sosyal haklarıyla ilgili kanun teklifi, 4 siyasi partinin ortak imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunuldu. Teklif bugün Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek..
Teklife yönelik tepkilere karşın düzenlemeyle ilgili destek yazısı kaleme alan Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan “Milletvekiline tanınan ayrıcalıklar beni zerre kadar rahatsız etmedi, etmiyor. Aksine mutlu oldum, mutlu oluyorum.” diye yazdı.
İŞTE AHMET HAKAN’IN BUGÜNKÜ O YAZISI:
Milletvekilinin maaşıyla ilgilenmedim, ilgilenmem
ESKİ Türkiye’nin değişmez geleneğiydi:
– Asıl egemenlere “gık” diyemeyenler, her türlü “laf çakma” ihtiyaçlarını en kolay hedef olan milletvekilleri üzerinden giderirlerdi. Meclis’e ve milletvekillerine sövme şenlikleri yapılırdı bu memlekette.
– Hem milletvekillerinin bütün işlerini güçlerini bırakmalarını, sadece milletvekilliği yapmalarını isterlerdi, hem de milletvekili maaşlarına yapılan üç kuruşluk zam karşısında yeri göğü inletirlerdi.
– “General maaşı”nı ya da “askerlere tanınan ayrıcalıkları”, bırakın gündeme taşımayı akıllarının ucundan bile geçirmeye cesaret edemeyenler, söz “milletvekili maaşı”na ya da “milletvekillerine tanınan ayrıcalıklar” meselesine gelince mangalda kül bırakmazlardı.
Allah’a şükür ki ben dün de bu koronun içinde değildim, bugün de değilim.
*
Milletvekiline tanınan ayrıcalıklar beni zerre kadar rahatsız etmedi, etmiyor.
Aksine mutlu oldum, mutlu oluyorum.
Hep şunu söyledim, söylüyorum:
– Yüksek maaş alsınlar ki kimseye muhtaç olmasınlar.
– Özlük hakları sağlam olsun ki gözleri sağa sola kaymasın.
– Kendilerini güvence altında hissetsinler ki milletin derdine odaklansınlar.
*
Benim aklıma “milletvekili” dendiğinde “Kaç para maaş alıyor?” sorusu gelmiyor.
Şu sorular geliyor:
– “Parti disiplini” adı altında kişiliğini öldürüyor mu? Görüşlerini gür bir sesle dile getirebiliyor mu?
– Kendisini kime muhtaç hissediyor? Liderine mi, seçmenlerine mi?
– Bir şahsiyet gösterebiliyor mu? Parmak kaldırma ve parmak indirme makinesi haline mi geliyor?
– Kaderinin liderinin iki dudağı arasına sıkışmasından rahatsız mı? Bunu ortadan kaldıracak adımları atma cesareti var mı?
*
Bu sorular “Kaç para maaş alıyorlar” sorusundan bin kat daha önemli ve bin kat daha hayati sorulardır.