Geçtiğimiz günlerde Başbakan’ın Camia’nın 25 okulunu kurtardığını açıklayarak gündeme bomba gibi düşen Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, sosyal medyadan yaptığı açıklamayla cemaatin tabanını uyardı.
Cemaat’e yakınlığıyla bilinen Akgündüz, yaşanan dershane tartışmalarının büyük bir oyun olduğunu vurgulayarak, dış mihrakların bu olaya çok sevindiğini belirtti.
İki tarafa da itidal çağrısı yapan Akgündüz, “Bu ülke ve millet adına en çok korktuğum da, ülkeyi bu zamana kadar harabeye çeviren şer güçler, kendi aralarında ittifak yaparak ve çeşitli dalavereler çevirerek, İstanbul gibi 10 küsur yıldır cennete çevrilmiş olan ilimizi, yukarıdaki ikazlara uymaz ve ittifak etmezsek, yeniden çöp yığınlarını çöp dağlarına çevirecek yad ellere kaptırma tehlikesidir.” diyerek yerel seçimlerde Camia’nın Sarıgül’ü destekleme ihtimaline atıfta bulundu.
İşte Akgündüz’ün o uyarılarının bir bölümü:
Fikri bozuk olduğu halde hizmete ait Gazete’de yazan bir yazarın İslam birliğinin sembolü olan Yavuz hakkında bölücü nitelemeli yazı yazması bütün bir hizmet erbabının suçu olarak, haklı yahut haksız bir şekilde, lanse ediliyor. Bu arada Kur’an-ı Kerim’in açıkça “Dikkat ediniz! Onlar bozguncular yani çapulcuların ta kendisidir” dediği ve Türkiye’yi bölmeye çalışan soysuzlara, sempati ile bakan ve hatta bu konuda izzet-i İslamiye ve şehamet-i imaniye ile konuştuğuna inandığımız bir devlet adamına karşı, olumsuz yaklaşan hizmet erbabı çıkabiliyor.
Bu menfilikler saymakla bitmez. Daha fazla da söylemek istemiyoruz. Biz burada bütün Müslümanları ilgilendiren bazı tavsiyelerimizi yapmakla mükellef olduğumuza inanıyoruz.
ONLAR ZİYANDA DEĞİLLERDİR
1. “Birbirleriyle boğuşanlar müspet hareket edemezler.” sırrınca birbiriyle mücadele halinde olanların her ikisi de zarar eder. Halbuki Kur’an-ı Kerim kurtuluşa erenler ve zararda olmayanlar olarak şunları tarif ediyor:
İman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir) Asr Suresi.
Bu hakikatle alakalı en acı misal şöyle nakledilebilir: Doğu illerimizden PKK’nın varlığını en çok hissettirdiği bir ilimizde, Hizmet’ten yetişmiş bir Milli Eğitim Müdürü vardır. PKK’ya karşı bütün ehl-i imanla ittifak içindedir ve başarılıdır. Ancak bu ilimize dindar ancak Milli Gençlik Vakfından yetişme bir vali tayin edilir. Bütün ehl-i iman ile ittifak edip terörle mücadele etmek ve umumi huzuru temin eylemekle görevli iken Hizmet’ten olan Milli Eğitim Müdürüne kafayı takar ve görevden alır. Yerine getirdiği insan da dindardır; ama kabiliyetsizdir. Vilayet yeniden terör örgütüne karşı zayıf düşer. Elhamdülillah ki, merkez farkına varır ve valiyi merkeze alır. Çok müşahhas misaller var; hedefimiz batılı tasvir edip safi zihinleri bulandırmak değildir.
BİRBİRİMİZİ REDDETMEYECEĞİZ
2. İkinci bir nokta da şudur; “Ret başka, kabul etmemek başkadır, amel etmemek daha başkadır.” (Kastamonu Lahikası, 171. Mektup) kaidesince, dindar insanlar da olsa, insanlar aynı fikirde olacak diye bir kaide yoktur. Mühim olan, ortak noktalarda ittifak edebilmektir. Birbirimizi reddetmeyeceğiz; ancak fikirlerimizi tıpatıp kabul etmek durumunda da değiliz.
İTTİFAK SİLAHIYLA CİHAT EDECEĞİZ
3. “Bizim düşmanımız; cehalet, zaruret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahıyla cihat edeceğiz.” Buradaki cehalet, hem din hem fenne bakar. Çünkü insanımız fenni fazla bilmediği gibi dininin de yabancısıdır. Buna karşı, marifet ve ilim silahı ile karşılık vereceğiz. İhtilaf, ittifakın zıddıdır. Aslında tüm Müslümanları birbirine sımsıkı bağlayacak nurani bağlar dinimizde var iken bunların bilinmemesi veya bilenlerce de uygulanmaması sebebiyle, İslam âlemi birbirine yabancı hatta bazen düşman hale gelmiştir. Bu sebeple, İslam dinindeki kardeşlik bağlarını artırıcı unsurları aramızda yaymak ve kuvvetli bağlar kurmalıyız. Sanattan kastın sanayi ve teknoloji olduğu anlaşılıyor. Keza eskilerin zanaat dedikleri belli bir alanda usta olmak da buna dâhil edilebilir. Zaruret ve fakirliği de sanat silahı ile mağlup edeceğiz.
AYETLİ UYARI
4. Eğer ehl-i iman ve bu vatanı seven insanlar, nazlanarak yahut dış ve iç mihrakların tahriklerine kapılarak birbirlerine düşerlerse, Yüce Allah bu konuda Müslümanları açıkça tehdit etmektedirler:
En’am Suresi, 65- De ki; O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap göndermeye veya sizleri düşman gruplara ayırarak size birbirinizin hıncını, birbirinizin terörünü, acısını tattırmaya kâdirdir.
Ola ki, anlarlar diye, ayetlerimizi çeşitli açılardan nasıl açıkladığımızı görüyor musunuz?
İSTANBUL İÇİN CAMİA’YA YEREL SEÇİM MESAJI
Bu ülke ve millet adına en çok korktuğum da, ülkeyi bu zamana kadar harabeye çeviren şer güçler, kendi aralarında ittifak yaparak ve çeşitli dalavereler çevirerek, İstanbul gibi 10 küsur yıldır cennete çevrilmiş olan ilimizi, yukarıdaki ikazlara uymaz ve ittifak etmezsek, yeniden çöp yığınlarını çöp dağlarına çevirecek yad ellere kaptırma tehlikesidir. Birbirimizin kusurunu söyleyelim; ama memleketi harap etmeyelim. Yoksa ne olacağını ayet ve hadislerden tekrar ve birlikte dinlemiş olduk. Daha da kötü olanı, gelecek umumi seçimlerde, ehl-i imanın ihtilafı neticesinde, yırtıcı canavarlar gibi, Türkiye’nin Mısır’a dönmesini bekleyen iç ve dış düşmanları sevindirerek, Allah’ın gazabını üzerimize celb etmemizdir. Gelin rahmet meleklerini davet edelim ve şeytanları üzelim, yanımızdan kaçıralım. Unutmayınız ki, Türkiye, Sultan Abdülhamid devrinden ve hatta III. Selim devrinden sonraki en güzel günlerini yaşıyor. Bildiğiniz gibi, nimet şükür ister ki devam etsin. (HABER 10)
AKP maskesi ardından Em Ay Ti ‘nin tetikçsi gibi çalışan bu site tarafından sahip çıkılmak Sayın Akgündüz için üzücü olsa gerek. Ayrıca seçime çok var gün ola harman ola…