Paralel polislerin adliyedeki kaos girişimine el konuldu. Casusluk davası sanığı polislerin sorgulamasını önlemeye çalışan 4 vekil hakkında da ‘örgüt’ suçundan soruşturma açıldı.
Paralelci casus polislerin sorgulanmasını engellemeye kalkışan milletvekilleri Hakan Şükür, İdris Bal, İdris Naim Şahin ve Mahmut Tanal’a ‘örgüt’ soruşturması şoku… Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, söz konusu 4 milletvekilinin, ‘örgütlü’ olarak adliyede kargaşa çıkarıp, paralelci polislerin sorgulanmasını engellemeye çalıştığını tespit etti. Paralelci polislerin “Gözaltı süresi doldu” diyerek adliyeden çıkmaya kalkışmasına da aynı büro tarafından el konuldu.
KAMERAYA TAKILDILAR
Selam örgütü bahanesiyle Başbakan Erdoğan ile siyasetçi, bürokrat, gazeteci ve sivil toplum örgütü mensuplarına kumpas kurmak isterken suçüstü yakalanan, paralel örgütün polislerine yönelik soruşturmadan ikinci bir soruşturma konusu daha çıktı. AK Parti’den istifa eden Hakan Şükür, İdris Bal ve İdris Naim Şahin ile CHP’li Mahmut Tanal, casus polislerin sorguları sürerken adliyeye gelip soruşturmayı önlemeye kalkışmıştı. İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu işe, şüpheli polislerin sorgulanma aşamalarının gerçekleştiği adliye nezarethanesi ve duruşma salonunu gören kamera kayıtlarına el koyarak başladı. Kamera kayıtlarında, milletvekilleri Hakan Şükür, İdris Bal, İdris Naim Şahin ve Mahmut Tanal’ın, nasıl örgütlü şekilde hareket ettikleri ve soruşturmayı engellemeye çalıştıkları net bir şekilde görüldü. Nezarethanede cep telefonu ile yapılan çekimlerin basına servis edildiği, kamu görevlilerine hakaret edildiği, bütün bu faaliyetlerin, soruşturma, sorgulama ve yargılamayı etkilemek için yapıldığı görüldü. Gözaltında bulunan polislerin İstanbul Adliyesi’ndeki sorguları sırasında, savcı ve hâkimlerin odalarının basıldığı, nezarethanelere kamera sokulduğu, hâkimin avukatlarca baskı altına alınarak çalışmasının engellendiği belirlendi. Örgütlü bir yapı tarafından gerçekleştirilen eylemler sırasında, İstanbul Adliye Sarayı’nın temizlik işlerini yapan firmada görevli 2 personelin de telefonlarıyla çektikleri görüntüleri paralel örgüt mensuplarına verdikleri anlaşıldı. Savcılık soruşturmaya, bu 2 personeli de dahil etti.
NELER YAPTILAR?
Hakan Şükür: Adliyeye girerek gözaltındaki polisleri nezarethanede ziyaret etti ve avukatlarıyla görüştü. Aralarında eski Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Ömer Köse ve Emniyet Amiri Gaffur Ataç’ın da aralarında bulunduğu polislerle hatıra fotoğrafı çektirdi.
İdris Bal: Çağlayan Adliyesi’ne gitti, gözaltındaki polislerin ve avukatların da kendisiyle birlikte yer aldığı bir kareyi Twitter’dan paylaştı.
Mahmut Tanal: Sorgu hâkiminin, bir MİT mensubuyla görüştüğünü öne sürdü. Bu iftira günlerce tartışıldı. MİT’çi dediği kişi polis memuru çıktı. Hâkim İslam Çiçek’in odasına baskın yaptı. Yaptığı açıklamalarla davanın seyrini değiştirmeye çalıştı.
İdris Naim Şahin: Eski İçişleri Bakanı, 22 Temmuz operasyonu kapsamında adliyeye sevk edilen polis yakınlarını Çağlayan’daki Adalet Sarayı önünde ziyaret etti. Adliye önünde polis yakınları ile iftar açarak şovunu sürdürdü.
STV’YE SORUŞTURMA…
Öte yandan adliyede canlı yayın yapan ve kamuoyunda panik havası yaratıp toplumu provoke etmeye çalışan Samanyolu TV yöneticileri hakkında da soruşturma başlatıldı. Yine paralel yapıya yakın bazı medya kuruluşlarının adliye içinde yaptıkları usulsüz ve hukuksuz işlemler, soruşturma kapsamında incelenecek. İnsan Hakları Savunucuları Derneği de yayınlarıyla yargıyı etkilemeye çalışan Samanyolu TV, Bugün TV, Zaman ve Bugün gazeteleri hakkında suç duyurusu yaptı.
ÖRGÜTLÜ SUÇ DOSYASI MECLİS’E GİDİYOR
Savcılık yetkilileri, soruşturma kapsamında milletvekillerinin örgüt üyeliği suçundan yargılanabileceğini kaydetti. Ancak milletvekilleri ile ilgili nihai karar TBMM tarafından verilecek. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan dosya TBMM’ye gönderilecek. TBMM, 4 vekilin yargılanmasına izin verirse milletvekilleri Şükür, Bal, Şahin ve Tanal hâkim karşısında çıkacak. (SABAH)
Çok, isabetli hukuki bir soruşturma olduğundan hiç kimsenin şüphesi olamaz. Adamlar casusluk, vatana ihanet suçlamasıyla karşı karşıya aileleri bile kaçıyor. Birkaç kıçı kırık Donkişot gibi çıkmış devlete, hukuka kafa tutuyor. Siz kimsiniz, millettin mi vekilisiniz, kıçı kırı vatan hainlerinin mi? Sizi ırgalayan çalkalayan ne durum var? Bunları nerden tanıyorsunuz diye adama sormazlar mı? Nereden tanıyorsunuz, ne ilişkiniz-bağınız var? Akraba deseniz akraba değil, sağdan soldan eş dost deseniz hiç değil, tek bağınız örgütten olur, onunda hesabını sonuna kadara vermek zorundasınız. Vatana ihanet edenlere yataklık yapanlar, onalar sahip çıkanlar sizler onlardan daha alçak şerefsizsiniz. Sizde zerre kadar haysiyet şeref varsa vekillikten istifa edersiniz. Milletin oylarıyla oralara gelip millete madik atan alçaklar malum sondan kaçış olmadığını yakında göreceksiniz. Hakan MÖÖÖÖÖ!