MEDYAGUNDEM.COM- Cemaat medyası 17 Aralık komplosunu savunurken hep aynı “propaganda”yı yaptılar. Başbakan Erdoğan’a uzanan bir operasyonu İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’ndan bile “gizlemeyi” hukuki gereklilik olarak gösterdiler.
Hele hele direk kabinesini hedef alan bir operasyondan Başbakan Erdoğan’ın haberdar edilmemesini Zaman gazetesi, Samanyolu televizyonu, cemaat siteleri ve gazetecileri ısrarla meşru göstermeye çalıştılar.
Ama cemaatin nasıl bir yalan, çelişki ve tutarsızlıklar bataklığına saplandığının çarpıcı bir örneğini verelim şimdi sizlere.
Tarih 1999. Hakkında Ankara DGM Başsavcısı Nuh Mete Yüksel tarafından açılmış bir soruşturma yürütülüyor. Tam da o dönemde Gülen sağlık sorunları gerekçesiyle ABD’ye gitme planları yapıyor.
Olayı gelin Fethullah Gülen’in resmi internet sitesinde yer alan şu bölümden okuyun:
Bu satırlar ne anlama geliyor?
Demek ki neymiş, açılan davalardan başbakanların haberlerinin olması teamülü, aslında olması gerekenmiş. Mevzu kendileri olduğunda “meşru” olanın başkalarının hakkı ve hukuku sözkonusu olduğunda cemaat tarafından “gayrimeşru” gösterilmesi, bir dini yapının nasıl bir yalan ve kibir bataklığında olduğunun da resmidir.
İnananlara Cehennem Zebanisi, İnanmayanlara Şefaatçi boş yere olunmuyor.