Adalet Bakanı Kenan İpek, Paralel Medya’nın ortaya attığı Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsündeki tutuklu ve hükümlülere sahurda yemek verilmediği iddiasına ilişkin, söz konusu kampüste olduğu gibi tüm ceza infaz kurumlarında oruç ibadeti yapanlara gerekli kolaylığın gösterildiğini ve sahur yemeği verildiğini bildirdi.
İpek, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde bazı basın-yayın organlarında, Silivri’deki bazı uygulamalara ilişkin çeşitli iddialara yer verildiğini, bunların devam eden bazı soruşturmalarla ilgili algı oluşturma amacı taşıdığını belirtti.
Silivri’deki tutuklu ve hükümlülere sahurda yemek verilmediği iddialarıyla ilgili inceleme yapıldığını aktaran İpek, şöyle devam etti:
“Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, ramazan münasebetiyle 17 Haziran’da hükümlü ve tutuklulara duyuru yapılarak, oruç tutmak isteyenlerin, iftar ve sahur yemeği için isimlerini idareye bildirilmeleri istenmiş, bu kapsamda başvuran bütün hükümlü ve tutuklulara sahur ve iftar yemeği verilmiş ve verilmektedir. Ayrıca taleplerde değişiklik olmasa bile kurum idaresince, her hafta cuma günleri anons edilmek suretiyle, sahur listeleri yenilenmektedir.
Silivri Kampüsünde olduğu gibi diğer tüm ceza infaz kurumlarında da oruç ibadeti yapan hükümlü ve tutuklulara gerekli kolaylık gösterilmekte ve sahur yemeği verilmektedir. ‘Bu zamana kadar, ceza ve infaz kurumlarında hiç oruç tutulmamış, ilk defa ceza infaz kurumlarında bazı hükümlü ve tutukluların oruç tutmak istediği’ tezviratı, gerçekten şaşkınlık verecek düzeydedir.”
“Bu kutsal ayda, bir ibadeti araç olarak kullanmak, yalan haberleri sistematik hale getirmek, ne kadar bu manevi atmosfer ve dinimizle bağdaşmaktadır?” ifadesini kullanan İpek, kendisi dışındakinin inancını yok sayan anlayışın, toplumsal barış, hoşgörü, siyasal ve kültürel diyalog gibi kavramlara ne kadar muhtaç olduğunun, yüce İslam dinini dünyevi çıkar, ikbal ve inanışları doğrultusunda hiçbir ahlaki kurala uymadan kullandıklarının kamuoyunca görüldüğünü vurguladı.
– Yasa dışı dinleme iddiası
Bazı basın-yayın organlarında, “Silivri’de dinleme skandalı” ve “Yasa dışı dinleyip kaydetmişler” şeklinde haberler yer aldığını aktaran İpek, Silivri 6 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundaki iddialara ilişkin inceleme yapıldığı bilgisini paylaştı.
İpek, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkında Kanun’un 66’ncı maddesinde, “Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlüler, tüzükte belirlenen esas ve usullere göre, idarenin kontrolündeki ücretli telefonlarla görüşme yapabilirler. Telefon görüşmesi, idarece dinlenir ve kayıt altına alınır” hükmü bulunduğunu hatırlatarak, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün, 88. maddesinde de hükümlü ve tutukluların, telefonla görüşme esas ve usulleri ile kimlerle görüşme yapabileceklerinin açıkça belirtildiğini ifade etti.
Görüşme yapılacak kişiler arasında, avukat ya da müdafinin bulunmadığını anımsatan Adalet Bakanı İpek, Anayasa ile teminat altına alınan savunma hakkı gereği hükümlü ve tutukluların, avukatları veya müdafileri ile görüşmelerinin dinlenmediğini ve kaydedilmediğini belirtti.
İpek, şu bilgiyi paylaştı: “Hükümlü ve tutukluların can güvenliğinin sağlanması, ceza infaz kurumlarının güvenliğinin temini, olası isyan ve benzeri olaylar ile yıkıcı ve bölücü terör örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi ve örgütsel irtibat ve haberleşmenin önlenmesi amacıyla yapılan ve adli, örgütlü ve terör suçlularından tüm hükümlü ve tutuklular tarafından bilinen, yakınları ile yaptıkları telefon görüşmelerinin dinlenilmesi uygulamasının mevzuat hükümlerine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Mevzuat hükümlerine uygun ve değiştirilmeksizin, uzun yıllardır devam eden her iki uygulamayla ilgili inceleme sonucunda haberlerin gerçekle bağdaşmadığı, yersiz ve dayanaktan yoksun iddialar olduğu açıkça görülmekte ve ilk defa yapılıyormuş gibi bazı basın yayın organlarında yer alması manidar bulunmaktadır. Ülkemizde insan haklarına saygılı ve çağdaş infaz gereklerine uygun olarak, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde her türlü tedbir bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hassasiyetle alınacaktır.”