Dün Yeni Şafak’ta Abdülkadir Selvi’nin 14 Aralık operasyonuna karşı çıkan ve Ekrem Dumanlı’yı savunan yazısı gerçek anlamda bir kırılmaya neden oldu. Yeni Akit yazarı Ersoy Dede bugün “hayretler içinde kaldım” diyerek, Selvi’nin yazısı için “Zaman Gazetesi’nde çıksa ancak böyle bir ifadeyle çıkardı bu itiraz.” diye yazdı. Dede 14 Aralık operasyonunun da ciddi bir kırılma olduğunun altını çizdi. İşte yazısı:
PARALEL YAPIYA GÖRECE KARŞI DURUYORMUŞ GİBİ GÖRÜNEN SELVİ BENİ HAYRETLER İÇİNDE BIRAKTI
Hukuk herkese lazım’ yahut ‘ama bir medya binası da böyle basılıp alınmasaydı bu gazeteciler iyiydi’ türü yazıları okuyorum, televizyonda bu türlü yorumları izliyorum. Hayretler içinde.. Hayretler içinde kalmama neden olan ise bu yorumları yapanların paralel yapıya görece karşı duruyormuş gibi görünmeleriydi.. Abdülkadir Selvi’nin yazısı mesela.. “… Çok açık ve net söylüyorum ki Zaman Gazetesi basılarak Ekrem Dumanlı’nın, STV’den Hidayet Karaca’nın alınması yanlış. Kim yaparsa yapsın yanlışa itiraz ediyorum…” diye yazmış Abdülkadir Selvi…
ZAMAN GAZETESİ’NDE ÇIKA ANCAK BÖYLE BİR İFADE OLURDU
Zaman Gazetesi’nde çıksa ancak böyle bir ifadeyle çıkardı bu itiraz.. Bilmiyor ve sadece S Haber’de söylenenlerden takip ediyorsan bile Hidayet Karaca’nın polis tarafından alınmadığını, ailesiyle ve çalışma arkadaşlarıyla birlikte konvoy halinde emniyete gittiğini, emniyetin kapısının önünde bir de basın toplantısı düzenleyerek şovuna orada devam ettiğini bilirdin. Tüm bu anları S Haber canlı yayınladı.. Eğer S Haber’i izlediysen orada da bir garip polis memurunun, sadece ifade davetini tebliğ etmek için Zaman Gazetesi’nin kapısında nasıl engellendiğini, nasıl hakarete maruz kaldığını, itilip kakıldığı halde içeri giremediğini de görürdün. Tüm bu engelleme neticesinde davete icabet edilmediği saikiyle polis bir kez daha gelmiş ve miting alanı gibi toplanmış güruhun içinden tacizler ve tehditler eşliğinde, üç milletvekilinin yakın markajıyla nüfuz alanı içinde araca bindirildiğini görürdün. Bu anları da S Haber canlı yayınladı.. Anlamak güç..
POLİS BASKINI OYDU
Sevgili okurlar, polis baskını nereye yapıldı biliyor musunuz? Mağduru olmayan bir dava olarak tarihe geçen, tamamen dış-iç ortak operasyonun ürünü olan Deniz Feneri E.V davası için Kanal 7 binasına polis baskını yapıldı.. İçinde oğlumun bebeklik fotoğrafları olan bilgisayarımı aldılar. Bu paralelci arkadaşlar ne yazdı o günlerde?.. Polis baskını Akit Gazetesi’ne yapıldı.. Hem de defalarca.. Bir keresinde DGM kararıyla bizzat emniyet müdür yardımcısının yönettiği terör operasyonu kapsamında geldi polisler Akit’e.. Üç panzerle sardılar gazetenin etrafını. Patronumuzu, müdürlerimizi örgüt yöneticisi gibi aldılar. Hem de bir gazetecinin suç duyurusuyla başlayan bir operasyon.. Bir polis baskını daha yedi Akit.. O da bir başka gazetecinin köşesinde yazdığı iftira yazısı yüzünden.. O vakit ne yazdı bu paralelciler?… Hepsinin kalemleri vardı, televizyonları vardı.. Sol ve Kemalist Medya da çok baskın yedi.. Aydınlık, Ulusal Kanal, Oda Tv… ‘Zaman’cılar o vakit bu baskınlara alkış tutuyorlardı..
14 ARALIK OPERASYONU GERÇEK BİR KIRILMA OLDU
Pek çok kırılma anları yaşadık 7 Şubat 2012’den bu yana.. ‘Hocaefendi iyi ama bak emniyette bir cunta var’ türü yazılar ile geldik bugünlere.. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Taraf olmayan Bertaraf olur’ sözünü dinlerken, 17 Aralık sonrası bile Pensilvanya’yı bu işlerden uzak tutmaya çalışan bu mahallenin yazarları geldi tek tek gözümün önüne..14 Aralık Operasyonu gerçek bir kırılmaydı.. Herkes tam anlamıyla nerede durduğunu gösterdi. Tüm bu yazılar, twitter mesajları, televizyon programlarında söylenen sözler arşivde duruyor. Bir süre sonra çıkarıp bakılacak kadar yakın bir yerde. Çok derinlerde değil.. Kalın sağlıcakla.
çok yakın zamanda daha neler göreceğiz neler!!!