ABD’li gazetecinin boğazını kesen IŞİD militanının İngiltere Gizli Servisi MI6 ajanı olduğu ortaya çıktı… İngilizler, bu olayı inkar etti… Ancak uluslarası uzmanlar, psikopat katilin Londralı John olduğunu açıkladı.
ŞİD‘in ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok Hristiyan ülke tarafından kontrol edildiği bir kez daha ortaya çıktı. Son dönemde 7 bini aşkın Müslüman’ı öldüren ancak sadece 4 Hristiyan’ı infaz eden IŞİD’in ABD’li gazeteci James Foley‘nin kafasını keserek iddialara cevap vermek istediği net olarak anlaşıldı.
THE TİMES’TAN HEDEF SAPTIRMA
Foley’in kafasını keserek öldüren İngiliz IŞİD üyesi ile ilgili bilgiler ortaya çıktı. İngiltere Gizli Servisi MI6 ajanının kimliği gizli tutulmaya çalışıldı. Ancak IŞİD militanının Londralı olduğu ve John ismiyle çağrıldığı kesinleşti. Times “Gardiyan John için av” manşetini attı. Gazete Foley’nin başını kesen militanın İngiliz istihbarat servisleri MI5, MI6 ve SAS Komandoları’nın başlıca hedefi olduğunu yazdı. Ancak uluslararası uzmanlar, Times’ın hedef saptırmak için bu yola başvurduğuna dikkat çekti.
4 KİŞİ DAHA REHİN ALINDI
Daily Telegraph da FBI, MI5 ve Londra Emniyet Müdürlüğü Scotland Yard’ın Foley’nin başının kesildiği videonun militanın kimliği ve yeri hakkında birçok ipucu verdiğini belirtti. Yüksek kaliteli malzemelerle çekilen videonun verdiği ipuçları arasında militanın ten rengi, boyu ve konuştuğu Londra aksanlı İngilizce’nin olduğu ifade edildi. IŞİD’ın son günlerde dört kişiyi daha rehin aldığı da belirtildi. Halep yakınlarında rehin alınıp, Rakka’ya götürülen son rehinelerin iki İtalyan kadın, bir Japon ve bir Danimarkalı olduğu kaydedildi.
CAMERON PANİKTE
IŞİD‘in, ABD‘li gazeteci James Foley‘nin kafasını keserken görüldüğü videodaki militanın İngiliz aksanına sahip olduğunun görülmesinin ardından, İngiltere Başbakanı David Cameron tatilini yarıda kesip Londra‘ya döndü. Cameron‘ın ofisinden yapılan açıklamada, “Eğer James Foley’nin öldürülmesi doğruysa, bu şok edici ve korkunç bir olay. Başbakan, Irak ve Suriye ‘deki durum ve IŞİD tehdidi hakkında Dışişleri Bakanı’yla görüşecek” ifadeleri kullanıldı. Ancak Cameron‘ın paniğinin, IŞİD‘in İngiliz kolunun açığa çıkması olduğu belirtildi. Çünkü ABD‘nin bu duruma sesiz kalmayacağı iddia edildi.
500 İNGİLİZ VAR
Independent‘ta yer alan bir haber, İngiltere’nin IŞİD’le olan birlikteliğinin de kanıtı oldu. İngiltere vatandaşlarının IŞİD’ın yükselişinde önemli bir rol oynadığının altının çizildiği haberde IŞİD saflarında savaşan iki bin Avrupalı militanın 500’ünün İngiliz olduğu belirtildi. Aşırılık karşıtı Quilliam Vakfı’ndan Charlie Cooper, Avrupalılar’ın kolayca örgüte katılmasının bir nedeninin Türkiye’ye rahatça gidebilmeleri ve bir otobüsle sınır bölgelerine geçebilmeleri olduğunu iddia etti.
Guardian da manşet haberinde benzer bilgiler veriyor ve Londra aksanıyla İngilizce konuşan militanın IŞİD’in Türk yetkililere teslim ettiği 11 rehinenin fidye karşılığı serbest bırakılma müzakerelerinde IŞİD’in başlıca müzakerecilerinden biri olduğu yönünde bilgiler bulunduğunu yazıyor. (TAKVİM)
ABD’li gazetecinin kafasının kesilerek öldürüldüğü haberi bence tamamen bir algı operasyonu. Gerçekte bu gazeteci ile güya onun başını kestiği iddia edilen kişi aynı tiyatronun iki oyuncusu. Burada oluşturulmak isten algı ise IŞİD sadece Müslümanları hedef almıyor, bakın ABD’liler de aynı muameleyi görüyor imajı vermek. Oysa bu örgütün başta İngiltere olmak üzer ABD, Almanya, İsrail projesi olduğu, asıl maksadın hem İslam’ı baş kesen bir din olarak tanıtmak hem de cetvelle parçalara ayırdıkları orta doğu haritasında yer alan devletlerin her birini tekrardan ikiye üçe bölmek suretiyle birbirlerine kırdırmak, böylece daha kolay yutulacak lokma haline getirerek büyük İsrail’in sınırlarını oluşturmaktır.
Bu olaylar karşısında Müslümanlar çok ama çok dikkatli olmalıdırlar. Oynanmak istenen oyunu bozmak Müslümanların üzerindeki bir farzdır. Çünkü Müslüman ferasetiyle olaylara bakar.