AP’nin “Gölge Türkiye Raportörü” Alman Renate Sommer, yaptığı açıklamada PKK konusundaki çifte standartlarını itiraf etti.
AB Güvenlik ve Dışişleri Sözcüsü Maja Kocijancic’in Akşam gazetesinin dünkü sayısında yayımlanan skandal açıklamaların ardından, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Hristiyan Demokrat üyesi Alman Parlamenter Renate Sommer’dan da, Türkiye’nin “çifte standart” eleştirilerini haklı çıkaran açıklamalar geldi. Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in partisi CDU üyesi olarak AP’ye giren ve Türkiye karşıtı bloğun en keskin isimleri arasında yer alan Sommer, Akşam gazetesinin sorularına verdiği cevaplarda, Türkiye’ye yönelik ön yargılarını yansıttı.
AP’nin Gölge Türkiye Raportörlüğü görevini de yürüten Renate Sommer’e yönelttiğimiz sorular ve çok tartışılacak cevaplar şöyle:
Sözde 1915 olayları
– SORU: Almanya Parlamentosu’nun, Anadolu’da 1915’te yaşanan ve tarihçiler tarafından araştırılması gereken bir konuda karar alması doğru mu?
– CEVAP: Türk Hükümeti karara neden bu kadar sert tepki gösterdi anlamıyorum. Karara konu olaylar, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce Osmanlı Devleti döneminde yaşanmıştır. Almanya Parlamentosu’nun kararı, Cumhuriyet dönemini suçlamıyor. Sadece, tarihin bir döneminde yaşanmış olan “soykırımı” kabul ediyor.
– SORU: Almanya’da yaşayan 3 milyonun üzerinde Türk var. Siyasilerin aldığı bir kararın, Türk çocuklarının da gittiği okullarda “kesin gerçeklik” gibi aktarılması doğru bir yaklaşım mı?
Nazi dönemi Almanyası
– CEVAP: Almanya Parlamentosu bu kararı, 100 yıl önce yaşananların ‘soykırım’ olduğuna ikna olduğu için aldı. Bizim bakış açımıza göre tarihi saklamanın bir anlamı yok. Bizim eğitim sistemimizde Hittler’in Nazi Almanyası döneminde yaşananlar nasıl öğretiliyorsa, Ermeni soykırımı da öğretilecektir. Bu Almanya’daki eğitim sistemine göre okullara giden Türk çocukları için de geçerli bir durumdur.
– SORU: Almanya’nın Namibya, Fransa’nın Cezayir ve Mali, Belçika’nin Ruanda ve Kongo’da yaptıkları, soykırım değil mi?
“Evet oyu vermemiş”
– CEVAP: Kişisel olarak, insanlık suçları konusuyla yakından ilgilenen bir siyasetçiyim. Çek Cumhuriyeti’nin AB üyeliği için 2004 yılında yapılan oylamada da, daha önce yaşanan insanlık suçları nedeniyle “evet” oyu vermemiştim. Bence bütün dünyanın kirli bir geçmişi var. Sadece 1915 olayları değil, tüm üye ülkelerin geçmişindeki korkunç olaylar da tartışabilmeli. ABD’nin Kızılderililer’e yaptıkları da dahil, tüm ülkeler geçmişleri ile yüzleşebilmeli. Almanya’nın Namibya, Fransa’nın Cezayir’de yaptıklarını da tartışmalıyız.
AB terör olaylarını seyrediyor
– SORU: AB, Türkiye’ye, “terör yasalarını değiştirin” dayatması yaparken, Birliğe bağlı bir çok ülkenin katı uygulamalarına ses çıkarmayıp seyrediyor….!
– CEVAP: Türkiye’deki terör yasaları uluslararası terör tanımıyla farklılık gösteriyor. Türkiye’deki düzenlemeler istendiği gibi esnetilebiliyor ve siyasi baskı unsuru olarak kullanılabiliyor. AB bu nedenle terör yasalarının değişmesini istiyor.
– SORU: Terör saldırısının ardından Fransa’da olağanüstühal ilan edildi. Polise mahkeme kararı olmadan gözaltı ve arama yetkisi veren düzenleme yasalaşma sürecinde. Bütün bunlar yaşanırken Türkiye’ye yapılan haksızlık değil mi?
Fransa önlem almalı
– CEVAP: Türkiye ile Fransa’daki güvenlik uygulamalarını karşılaştıramazsınız. Fransa’da katı güvenlik önlemleri olabilir, ama Fransa hâlâ hukukun üstünlüğüne saygı duyuyor. Hukukun üstünlüğü ilkesine saygılı ülkelerde, düzenlemelerle ilgili uygulamalar şeffaf ve denetlenebilir. Türkiye’de ise hukukun üstünlüğüne uyulduğu konusunda şüphelerimiz var. Hatta benim kişisel görüşüm, Türkiye’de hukuka saygının olmadığı yönündedir.
– SORU: Terörün, Birleşmiş Milletler nezdinde bile uluslararası bir tanımı yok. Türkiye düzenlemeleri neye göre yapacak?
– CEVAP: Terörle mücadelede açık bir tanım olmasa da, uluslararası standartlar var. Her ülke bunun ne olduğunu biliyor ve buna göre hareket ediyor. Tüm AB üyeleri ve tüm ülkelerin İslami terörü ortadan kaldırmak için mücadele etmesi gerekiyor. Bunun için de, benzer terörle mücadele kanunları yapmalıyız.
(AKŞAM)