Anasayfa / GENEL / ABD ve İran eliyle Irak bölünüyor
musul

ABD ve İran eliyle Irak bölünüyor

Star gazetesinde Ahmet Kekeç’in “Musul kurtarılmıyor, Amerika ve İran eliyle Irak bölünüyor!” başlıklı yazısı şöyle:


Meselenin “Musul’u kurtarmak” olmadığını, asıl hedefin Ortadoğu’ya yeni bir harita dayatmak olduğunu artık Kemal Kılıçdaroğlu gibiler de biliyor.

İddiamı gerekçelendirmeden önce, eski CIA Başkanı John Brennan’ın bir öngörüsünü aktarmak istiyorum.

Ben “öngörü” diyorum, siz “projeksiyon” anlayın.

CTC Sentineladlı yayın organına mülakat veren Brennan, Suriye ve Irak’taki devlet yapısının “yeniden telafi edilemeyecek şekilde zarar gördüğünü” söylüyordu ve sözlerini şu manidar tahminle noktalıyordu:
“Suriye ve Irak’ta toprak bütünlüğünün sağlanabileceğinden kuşkuluyum. Etnik ve mezhepsel gerginliklerin sürmesi iki ülkeye de zarar veriyor. Yakında iki ülkede de Kürt bölgeleri gibi özerk bölgeler ortaya çıkabilir.”

Brennan ilginç bir istihbaratçı.

Bazı konularda, Obama ve çevresiyle ters düşüyor.

Özellikle “Türkiye” konusunda…

Ki, “Türkiye’yi anlayalım ve kollayalım” demeye getiren çok sayıda beyanatı olduğunu biliyoruz.

Mevcut yönetimle ters düşse de, ülkesinin Ortadoğu politikası konusunda çok da şekvacı görünmüyor. En azından yüksek sesli bir itirazda bulunmuyor.

Hep, “Böyle olacak” diyor…

Dediği gibi oluyor…

Suriye ve Irak’ın bölüneceğini (toprak bütünlüğünü muhafaza edemeyeceğini) söylüyorsa, biz buradan “öyle olması için çaba gösteriliyor” sonucunu çıkarmalıyız.

Bir televizyon yayınında, DEAŞ için, “yed-i emin” tanımlamasını kullanmıştım.

Musul, çünkü, “işgal” edilmedi.

Bir tür yed-i emin olan DEAŞ’ın kontrolüne verildi.

Bunu nasıl anlıyoruz?

Muhakeme yürüterek…

DEAŞ, Musul’u, “serseri mayın” özelliği gösteren 800 kişilik bir birlikle teslim alıyor.

Bu birliğin “seyrini” canlı yayında izledik. Pikaplarla, ağır silah tanımına girmeyen silahlarla girdikleri Musul’u, karşılarındaki ağır silahlarla donatılmış 50 bin kişilik Irak ordusuna rağmen birkaç saat içinde teslim alıyorlar.

Şu soruları sormanın tam da zamanıdır:

DEAŞ nasıl oldu da, “tek mermi atmadan ve hatırı sayılır bir kayıp vermeden” şehre girebildi?

Sayı ve silah üstünlüğü bulunan Irak ordusu niçin direnmedi?

Sonradan ortaya çıkan bilgilere göre, Irak ordusuna “bölgeden çekil” emri verilmiş.

Bu emri, Irak Merkezi Hükümeti mi verdi?

Evet, “bölgeden çekil” emri Irak Merkezi Hükümeti’nden gelmiş. Bunu, Iraklı yetkililer de itiraf ediyor.

Bu bir “ricat” değilse (ki, değil), Irak Merkezi Hükümeti’ne bu kararı aldıran irade nedir?

Son soruyla bağlantılı olarak, şu soruyu da sormamız gerekiyor:

DEAŞ’ın varlığından ve uyguladığı “vahşi terör”den yakınanlar Musul’u kurtarmak için neden iki yıl beklediler?

Neyi beklediler?

Sıcağı sıcağına müdahale edilseydi (DEAŞ’ın güçlenmesi sağlanmasaydı) işgali sona erdirmek daha kolay olmayacak mıydı?

Demek ki “koalisyon güçleri” (müdahaleyi meşrulaştırmak için) DEAŞ’ın daha da “büyümesini” ve “fotoğraf” vermesini beklediler. (“Dünyanın en vahşi terör örgütü” fotoğrafı…) Ve Musul’un iki yıl boyunca “yed-i emin”de, yani DEAŞ’ta mahfuz tutulmasında sakınca görmediler. Irak ordusunun çekilmesini de problem yapmadılar. Belki de Batı’nın kuklası olmuş Irak Merkezi Hükümeti’ni yönlendirerek “çekilme sürecine” katkıda bulundular.

Çünkü amaç Musul’u kurtarmak değil, Irak’ın parçalanmasını hızlandırmak.

Brennan, “Etnik ve mezhepsel gerginlikler” diyordu.

Etnik ve mezhepsel gerginliklerin devam etmesi, İran’ın bölgede üstleneceği role bağlı görünüyor.

PYD eliyle Suriye bölündü.

Korkarım ki “mezhepçi asabiyet”ten kurtulamamış İran eliyle de Irak’ı bölecekler!

MEDYAGUNDEM

yunan

Krizin altından ABD çıktı

3 Temmuz 2017’de, Türk bandıralı ticaret gemisine Yunan Sahil Güvenlik botundan ateş açılmış, Yunan tarafı …

ypg

ABD’den teröristlere yeni isim

Terör örgütü YPG’ye ‘isim değiştirme’ tavsiyesinde bulunduklarını belirten ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Thomas, YPG’nin …

feto-abd

ABD kararını verdi; game over Feto!

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ABD Dışişleri Bakanlığının yayınladığı Terörizm 2016 Ülkeler Raporu’nun Türkiye bölümünde ilk …

1 Yorum yapıldı

  1. iran çok yanlış yolda türkiye iranın düşmanı değildir biz bu toprakların kadim uygarlıklarıyız ve birbirimize muhtacız bizim birbirimize düşmemiz sadece ve sadece siyonist haçlı ittifakını sevindirir ve onların küresel çıkarlarına hizmet eder bizi birbirimizle kapıştırıp güçten düşürüp akbaba gibi iki ülkeyede çökmek onların yüzlerce yıldır uyguladığı taktiktir tarih boyunca oyunları asla değişmedi değişmez artık biz onları birbirlerine düşürecek oyunlar oynamalı ve biz onları savaştırıp, ülkelerindeki fay hatları üzerinden iç karışıklıklar çıkarıp durumlarından faydalanmalıyız bu akla, vizyona birikime ve insan gücüne sahibiz sadece almanyada yaşayan müslüman sayısı hesaba katılırsa istersek nasıl fay hattı tetikleyebileceğimiz daha iyi anlaşılır.. abd nin ırakın işgaliyle başlatığı şiayı destekleme ve sünniliği yok sayma politikasının gerçekte irana bir kumpas olduğunun umarım farkına varır.. abd şiayı destekledi ırakta mezhepçi siyaseti palazlandırdı ve karşısına deaşı kurdu çünkü toplumsal hayattan dışlanan, ebu gureybde işkencelerden geçirilen sünnilerin deaşın toplumsal tabanı olacakları aşikardı şimdi de iran haşti şabiyi kurdu abd nin deaşına karşı savaşıyor bunun bir adım sonrası terör örgütlerinin görevlerinin bitmesi ve örgütler üzerinden halklar arasında biriktirilen nefret ve düşmanlık tohumlarının meyvesinin alınmasıdır yani israil abd ve ingilterenin asıl planı olan mezhep savaşı aşamasına geçilmesidir deaşın varlık sebebi de zaten budur şiilerde sünniliğe nefret geliştirmek haşti şabinin amacı da sünnilerde şiiliğe nefret geliştirmek hesap bu kadar ucuz ve basit bunu görmemek için embesil olmak lazım abd ingiltere ve israilin amacı bellidir; körfezden başlayıp türkiye de dahil tüm od yu içine alan bir mezhep savaşı..

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir