Anasayfa / GENEL / AB FETÖ yalanlarıyla saldırıyor
ab2

AB FETÖ yalanlarıyla saldırıyor

15 Temmuz darbe girişimini başarıyla püskürten Türkiye, Avrupalı yetkililerin manipülatif söylemlerinin saldırısı altında. Terör örgütleriyle mücadeleden ekonomik denklemlere kadar hemen her alanda Türkiye’yi hedef alarak uluslararası alanda itibarsızlaştırma planlarının devreye sokulduğu net bir şekilde tabloya yansıyor…

Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz gecesi İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirmeye kalkıştığı darbe girişimi başarıyla püskürtülürken, hain ihanetin çokuluslu bir şebeke üzerine kurulu olduğu her geçen gün tüm detaylarıyla ortaya çıkıyor. FETÖ’nün darbe girişimi öncesinde ABD ve Avrupalı ülkelerden yoğun bir destek aldığı tespit edilirken, darbe girişimin ardından da bu ülkelerde FETÖ’ye karşı herhangi bir tavır değişikliğine gidilmemesi ise dikkati çekiyor.

Yeni bir saldırı cephesi açtılar

15 Temmuz sonrasında ekonomik anlamda herhangi bir kayıp sağlamadan büyüme hedeflerine odaklanan Türkiye, bugünlerde ekonomik anlamda saldırı altında tutuluyor. Bunun yanında Avrupalı yetkililerin Türkiye’yi söylemlerle hedef alması ve uluslararası alanda itibarsızlaştırmaya çalışması ise bir diğer saldırı cephesi durumunda.

-DEAŞ

15 Temmuz öncesi terör örgütü DEAŞ’ın Ortadoğu’daki ilerleyişinin ardından uluslararası odaklar Türkiye’yi hedef alan hain bir planı sahaya sürdü. Bu kapsamda Türkiye’nin terör örgütü DEAŞ’ı desteklediği yönünde yaftalamalarda bulunan Avrupalı yetkililer, bu yönde bir algı oluşabilmesi için çaba harcadı.
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, DEAŞ’ın Obama yönetimince kurulduğunu ve finanse edildiğini açıkça gündeme taşımıştı.

Gerçek: Türkiye, DEAŞ’ı ‘terör örgütü’ ilan eden ve bu söylemi hükümet yetkililerince duyuran ilk ülkeler arasında yer alıyor. Öte yandan Türkiye’nin DEAŞ’lı teröristlere yönelik olarak yurtiçindeki ve yurtdışındaki operasyonel faaliyetleri de üst seviyede tutuluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: DEAŞ balonunu söndüren Türkiye’nin mezhep çatışması üzerinden planlanan yeni oyunu bozmasını engellemeye çalışıyorlar.

-OHAL

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminin başarıyla atlatılmasının ardından Olağanüstü Hal ilan edildi. Bu kapsamda FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadelede gerekli adımların daha hızlı atılması amaçlanırken, Avrupalı yetkililer uygulamalardan rahatsız oldu. FETÖ başta olmak üzere Cumhuriyet ve HDP’ye yönelik terör operasyonları kararlılıkla sürdürülürken, ‘Türkiye’de hak ihlalleri’ algısı oluşturulmaya kalkışıldı.
Fransa’daki terör saldırılarının ardından ilan edilen OHAL sonrasında ülkenin en merkezi sokaklarında özel harekat polisleri konuşlanırken, düzenlenen operasyonlar boyunca herhangi bir tepki göstermeyen Avrupa, Türkiye’de sokağa yansımayan ve gündelik yaşantıya olumsuz bir etki göstermeyen OHAL’den rahatsız oldu.

Gerçek: Türkiye’de ilan edilen OHAL uygulamaları kapsamında terör örgütlerine yönelik topyekün bir mücadele verildi ve başarıyla sürdürülen operasyonlar kapsamında bugüne dek çok sayıda örgüt mensubu yakalandı. Vatandaşlar ise gündelik yaşantılarında OHAL’in etkilerine maruz kalmadı.

-Avrupa Birliği

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci 1963’te Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık anlaşmasının imzalamasıyla başladı. 1987’de tam üyelik başvurusuyla ivme kazanan süreç, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başlanmasıyla olgunlaştı.
Sığınmacı krizinin Avrupa kapılarına dayanmasıyla süreç yeni bir yola girdi. Avrupa Birliği, Geri Kabul Anlaşmasını masaya getirirken, karşılığında vize muafiyetini önerdi. Türkiye’nin Geri Kabul Anlaşmasına yönelik pozitif duruşu ve ‘insani görev’ olarak sığınmacı krizini durdurma politikası çerçevesinde olumlu adım attı.
AB Komisyonu, 1 Haziran itibariyle Türkiye ile AB arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması’nın tüm hükümlerinin yürürlüğe girdiğini açıklamıştı.
Avrupa Birliği ise anlaşma karşılığında vize serbestisi için çeşitli şartlar koşarken, Türkiye’nin terörle mücadelede attığı adımlar sürecin Avrupa tarafından dondurulmasına yol açtı.
Avrupalı yetkililer bu günlerde yoğun bir şekilde Türkiye’yi hedef alan ‘istemiyoruz’ söylemleriyle itibarsızlaştırma çabalarına girişiyor.

Gerçek: Türkiye, son yıllardaki yatırımları ve demografik özellikleri çerçevesinde Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin çoğunu geride bırakıyor. Avrupalı ülkelerin itibarsızlaştırma çabalarının, Asya ve Afrika ülkelerinde sonuca ulaşmadığı ise net bir şekilde tabloyu açıklıyor.

-PKK

Türkiye’deki 7 Haziran seçimlerin ardından terör örgütü PKK sistemli bir şekilde terörist saldırılar düzenlemeye başladı. HDP’li ve DBP’li belediyelerin destek verdiği hendek terörü ile sözde özerklik için saldırılar düzenlenirken, TSK’nın başlattığı operasyonlar başarıyla sonuçlandı.
Sivillere zarar verilmemesi adına titizlikle düzenlenen operasyonlarda teröristler etkisiz hale getirilirken, Avrupalı yetkililer ‘siviller ölüyor’ söylemleriyle uluslararası alanda açık bir manipülasyon sahneledi.

Gerçek: Uluslararası odakların finanse ettiği ortaya çıkan PKK’nın uğradığı hezimet meydanlarını PKK’ya özel izinle gösteri için düzenleyen Avrupalı ülkelerin tepkisine yol açtı. Sivillerin can kaybına uğramadığı operasyonlar sonrasında, PKK’nın terör estirmiş olduğu mahalleler siviller için yeniden yatırım faaliyetleriyle düzenlenmeye başlandı.

-Fırat Kalkanı Harekatı

Türkiye, Fırat’ta yaşanan proxy savaşlara müdahale etmek ve savaşı durdurmak adına Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlattı. Darbe girişiminin hemen ardından başlatılan ve Türk ordusunun başarısını tüm dünyaya gösteren Fırat Kalkanı kapsamında Türkiye’nin terör örgütlerini püskürtmesi dikkati çekti. Türkiye’nin bu süreçte Avrupalı ülkelerin bölgedeki çıkar hesaplarını saf dışı etmesi ve bağımsızlık politikası çerçevesinde ilerlemesi AB’nin tepkisiyle karşılaştı.
TSK destekli muhalif birliklerin özellikle Musul’a ilerleyişi sırasında Avrupa’dan sert tepkiler gösterildi. ‘Ne işi var?’ söylemleriyle saldıran ve harekatın başarısını sindiremeyen AB’li yetkililer, sarf ettikleri sözlerle terör örgütlerine adeta kalkan oldu.

Gerçek: Türkiye’nin düzenlediği ve muhaliflerin desteklendiği harekatla birlikte bölgedeki terör unsurları püskürtülmeye başlandı. DEAŞ ve PYD’nin hedef alındığı operasyonlar kararlılıkla sürdürülürken, uluslararası odakların harekatı baltalamak için sürekli olarak yeni planlara giriştiği net bir şekilde görülüyor.

-Sosyal medya

Türkiye’ye yönelik olarak Avrupa’lıların desteklediği ve ülkedeki hainlerin desteklediği sosyal medya kampanyaları da manipülatif bir süreci tetikledi. Çeşitli konularda Türkiye’nin yaftalanmasının amaçlandığı kampanyalar TT listelerinde zirveye çekilirken, ‘taciz’, ‘terör’, ‘sansür’, ‘ekonomi’ gibi başlıklarda uluslararası bir kriz zemini oluşturulmaya çalışıldı.

Gerçek: Avrupa ülkelerinde yaşanan sansasyonel olaylar sosyal medyada sessizlikle karşılanırken, Türkiye’de olmayan olayların dahi dezenformasyonla sosyal medya üzerinden büyütüldüğü görülüyor.

-İfade özgürlüğü

Türkiye’de terör suçu işleyen gazetecilere yönelik olarak alınan kararlar, Avrupa’da üst perdeden seslendiriliyor. Bu aşamada ‘gazetecilikten tutuklu’ algısı, hemen her platformda manipülatif bir hamleyle paylaşılıyor.
Can Dündar bu noktada Avrupa’nın sembol isimlerinden biri haline gelmiş durumda. Almanya’ya giden Dündar, Türkiye’yi ‘gazeteciler için cehennem’ olarak tanımlıyor. Dündar’ın söylemleri Almanya Cumhurbaşkanı başta olmak üzere her alanda resmiyete dökülüyor.

Gerçek: Türkiye’yi hedef alan Avrupa ülkelerinden Almanya’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik imza attığı sansür ise dikkatleri çekti. 15 Temmuz sonrası Köln kentinde düzenlenecek olan ‘Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi’ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telekonferans yöntemiyle bağlanıp halka hitap etmesi ‘Almanya Anayasa Mahkemesi’ kararıyla sansüre uğratıldı.

-Güvenlik politikası

Türkiye’nin savunma sanayinde başlattığı yerli hamle kapsamında çok sayıda ekipman üretilirken, gelecek dönemlerde bu sayının artması bekleniyor.
Gelişmelerden rahatsızlık duyan Avrupalı yetkililer, güvenlik politikasını sekteye uğratabilmek adına çeşitli skandal kararları gündeme taşıyor. Bunun en yakındaki örneği Avusturya’dan geldi. Parlamento, oy birliğiyle skandal bir karara imza atarak Türkiye’ye silah ambargosu uygulanması yönünde oy birliği ile karar aldı.

-YENİ ŞAFAK-

MEDYAGUNDEM

bylock2

FETÖ’den üç maymun emri!

FETÖ soruşturmalarda izlenecek savunma stratejisini, üyelerine ByLock’la yollamış: Kaçamak yanıt verin. Himmetleri ‘Ailem verdi, arabayı …

pakis

Pakistan’ın FETÖ’sünden yargı darbesi

Pakistan’ın seçilmiş Başbakanı Şerif, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile görevinden azledildi. Birçok uzmana göre yargı darbesinin …

ab2

AB’nin ikiyüzlülüğünü yüzlerine vurduk

Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı Ömer Çelik …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir