Beslendiğin lağım çukurunu kapatmadıkça sana rahat yok ey gazeteci kılıklı “ben nefer değilim” diyen sahtekar! Seni beslendiğin lağım çukuruna gömmedikçe de bize aldığımız nefes haram…
MEDYAGUNDEM.COM- Türkiye’de “gazetecilik” terör örgütü militanlarının, marjinal grupların ve sahtekarların sığınağı haline geldi. Bir şizofrene biat edip paralel terör örgütü çatısı altında toplananlara dokunuyorsunuz “ama biz gazeteciyiz” diyorlar. Her türlü illegal işlere batmış marjinal yapılara dokunuyorsunuz “ama biz gazeteciyiz” diye ağlaşıyorlar. Dini, imanı, tek ideolojisi “para” olan sahtekarlara dokunuyorsunuz “ama biz gazeteciyiz” maskesini takıyorlar.
“Gazetecilik” tarihinde hiç bu kadar ayağa düşmemişti.
Sadece o da değil… Ne kadar karaktersiz, takiyyeci, kriptoya ışıkları tuttunuzsa yarasa gibi tepki veriyorlar. Maskesi inen kendini “biz gazeteciyiz, nefer değiliz” diye savunuyor.
Sahtekarların ve haşhaşilerin ortak yemini, pis ağızlarındaki çürük sakız “ama biz gazeteciyiz” olmuş.
Adam kripto… Adam paralel örgüte çalışıyor. Bütün melanet adamları o besliyor. Bütün pis işlerde onun adı geçiyor. Dostları, arkadaşları paralel terör örgütü militanı… Adama “paralelsin” diyorsun, başlıyor köşesinden inkara… Ağzı gibi kalemi de lağım gibi… Ne kadar piyasada kiralanabilir, satın alınabilir fikir fahişesi varsa eşi, dostu… Adamı sobeliyorsun tutuyor “şark kurnazı ya”, hemen piyasaya rol kesmeye başlıyor; “artık onunla yollarımız ayrıldı” diye… Yanındaki fikir fahişesini tutuyor taşeron olarak asıl tasmasını tutanlara hizmet ettiriyor. “Yollarımızı ayırdık” dediği fikir fahişesini el altından kullanıyor. Tasması paralel terör örgütünün elinde, bir yandan Ak Parti hükümetine de oynuyor.
Ortalıkta “biz gazeteciyiz nefer değiliz” diye gezinip, o bildik sahtekarlık yeminini ediyor.
Şunu da belirtelim kim bugünlerde paralel terör örgütüyle mücadele etmek yerine “biz gazeteciyiz” gibi laf eveleme geveleme rollerine bürünüyorsa çizin üzerini…
Bu sahtekarlar emin olun Türkiye fiili bir savaşa girse, savaştan kaçıp düşmana “manda” oluverir, ülkelerini satarlar…
Israrla algı operasyonu yapıyorlar. Türkiye’nin bağımsızlığına, istikbaline göz dikmiş bir ihanet şebekesi ve paralel terör örgütüne karşı mücadelede “nefer” olmak bir namus ve haysiyet davasıdır.
Namusunu, şerefini, haysiyetini satmış onursuzlar bu demokrasi mücadelesinden kaçmak için kendilerine gazeteci maskesini takıp, sözde objektif olduklarını iddia ederler.
Paralel örgütün en müptezel bir tetikçisi ile her türlü pis işe girip, sonra da “ama ben paralel değilim gazeteciyim” alçaklığını gösterirler..
Namerttirler, kahpedirler, paraya satmayacakları davaları yoktur, yalan söylerler, münafıktırlar. Allah’tan zerre karar korkmazlar ama “inanır” gibi davranırlar…
Bu namertlere dokunduğunuzda köşelerinden havlarlar, iftira atarlar, karanlığın en dibinde fare gibi yaşarlar ama kifayetsizce bok atarlar, korkaktırlar, alçaktırlar… Sanırlar ki herkes kör alem sersem!
Beslendiğin lağım çukurunu kapatmadıkça sana rahat yok ey gazeteci kılıklı “ben nefer değilim” diyen sahtekar!
Seni beslendiğin lağım çukuruna gömmedikçe de bize aldığımız nefes haram olsun!