Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Sela seslerinden rahatsızlık duyan o sütü bozuklar, kanı bozuklar, o hainler, bu coğrafyanın tarih boyunca görmediği en büyük ihaneti ortaya koyan ihanet şebekesi mensupları, 60 müezzin ve imam arkadaşımızı sela okuyor diye darp ettiler ve gazi ettiler” dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Camiler ve Din Görevlileri Haftası nedeniyle Kocatepe Camii’nde düzenlenen programa katıldı.
Programda, 15 Temmuz’a ilişkin açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, “Yezidin ve yezit siyasetinin dünyaya öğrettiği 3 şey vardır. Bunlar; saltanat, servet ve sulttur. Yani güç bulurlarsa kullanırlar, güç görürlerse kaçarlar. Aziz milletimiz Kerbela şehitlerimizin bize öğrettiğini sadece tarihi bir kıssa olmadığını 15 Temmuz akşamı göstermiştir. 15 Temmuz akşamında uçaklara, helikopterlere, tanklara ve makineli tüfeklere karşı; zulmün, isyanın yani yezit siyasetinin araçlarına karşı göğsünü siper etmek, Hazreti Ali, Hazreti Hüseyin, Hazreti Hamza gibi dikilmesini bildiler ve şehit oldular” diye konuştu.
CAMİLERİ YENİDEN TOPLUMUN MERKEZİ HALİNE GETİRMEMİZ GEREKİYOR
“Eğer camilerimiz tam manasıyla bütün ümmeti toplama yeri olsaydı, insanları çeken bir yer olsaydı, bir takım insanları toplamak için FETÖ benzeri sahte örgütlere ihtiyaç kalmayacaktı” diyerek sözlerini sürdüren Kurtulmuş, “Herkese açık olan bu müesseselerimiz bu fonksiyonlarını görmezse, bir takım gizli örgütler, bir takım din adına kapalı örgütler ortaya çıkıyor ve ümmetin çoğunluğundan farklı olarak gizli bir takım yapılanmalar ortaya koyuyor. Bunu önlemenin yolu, kapısı herkese açık camileri, kapısı herkese açık olan dergâhları, kapısı herkese açık olan medreseleri yeniden inşa etmektir” açıklamasında bulundu.
Camileri yeniden arınma merkezi, yeniden toplanma merkezi, yeniden toplumun merkezi ve yeniden toplumsal sorunların çözüm merkezi haline getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
60 MÜEZZİN VE İMAMI SELA OKUYOR DİYE DARP ETTİLER
“Bunu yaparsak FETÖ benzeri sahte örgütlenmelere hiçbir şekilde meydanı boş bırakmayacağız. Bunları söylerken karamsar bir tablo ortaya koyuyorum zannetmeyin. Eğer camilerimizi bu hale getirirsek inanın ki Türkiye toplumunun sorunlarının çoğunu çözmüşüz demektir. 15 Temmuz günü o karanlık gecede, ertesi sabahın ne olacağı belli değil, uçakların Ankara ve İstanbul semalarında alçaktan uçtuğu, ben Başbakanlık binasındaydım ve neredeyse binayı yıkarcasına üstümüzden geçtiği, helikopterler ile ateş açıldığı, tanklar ile halkın üstüne yüründüğü, insanların tanklar ile biçildiği, makineli tüfekler ile tarandığı bir ortamda, sabaha çıkıp çıkmayacağımızın belli olmadığı bir ortamda bu toplum genlerinde olanı ortaya koydu. Camiler bir darbeyi önleyecek mücadele merkezi haline gelebiliyormuş. Bütün bu camilerden sela okuyan kardeşlerimizden Allah razı olsun. Sela seslerinden rahatsızlık duyan o sütü bozuklar, kanı bozuklar, o hainler, bu coğrafyanın tarih boyunca görmediği en büyük ihaneti ortaya koyan ihanet şebekesi mensupları, 60 müezzin ve imam arkadaşımızı sela okuyor diye darp ettiler ve gazi ettiler. Bir ruhu, diriliş ve iman ruhunu bu topluma minarelerden dalga dalga yaydınız ve 15 Temmuz’un görünmez kahramanlarından oldunuz. 15 Temmuz akşamı camiler, bir kez daha toplumun merkezi olduğunu ilan etti.”