Yeni Şafak yazarı Cem Küçük, bugünkü yazısında Aydın Doğan’ı “yeni Erol Simavi” ilan etti. Kendisi için artık yolun sonunun göründüğünü yazdı.
İşte yazısı:
AYDIN DOĞAN PARALEL YAPININ YANINDA
Paralel yapının medyasını ve polislerin manşet attığı Taraf’ı anlıyoruz. Peki ya Aydın Doğan’a ne demeli? Şu anda Aydın Doğan bütün yayın organlarıyla paralel yapının yanında durduğunu gösteriyor. Gazetelerinde yazan, televizyonlarında program yapan paralel yapının davalarla esir aldığı zevatla binlerce insanın haksız, hukuksuz yere dinlendiği tele kulak skandalını görmüyor. Devlet içindeki çeteleşmeye tek laf edemiyor. Ama Fethullah Gülen’in açıklamaları anında gazetelerinde yer buluyor. Hükümetin meşruiyetini sorgulayan yayınlar yapılıyor. Sözde özgürlükçü solcuların gazetesi Radikal’de ‘birlikte dinlemişler’ diye çocukların güleceği haberler yapılıyor.
YENİ EROL SİMAVİ
Aydın Doğan şu anda yeni Erol Simavi olma yönünde hızla ilerliyor. Erol Simavi bir zamanların en büyük medya patronuydu. Bakanlarla çocukları gibi konuşan, Turgut Özal’a kafa tutacak cesarete sahip bir medya patronuydu Simavi. Herkes önünde hazırolda dururdu. Medyayı, iş dünyasını ve siyaseti dizayn ederdi. Bugün hiçkimse -bizim gibi meraklıları dışında- Erol Simavi’yi hatırlamıyor. Bir zamanlar Türkiye’nin üçüncü büyük holdingi olan Aydın Bey 30. sıralarda kendisine zor yer buluyor. Serveti var ama doğru dürüst yaptığı tek iş yok.
PARALEL YAPININ SESİ RADYOSU OLDU
Medyasını yöneten başarısız adamlar yüzünden son 10 yılda 4 milyar dolarını kaybetti. ‘Ben zarar eden gazete basmam’ diyen Aydın Doğan’ın Radikal gazetesi yılda 10 milyon dolar zarar ediyor. Ama o gazete paralel yapının işine gelen harika(!) haberler yapıyor. Cemaatin ortalarına vole çakmada üzerine yok Radikal’in. Yargıdaki dosyalar yüzünden eli kolu bağlandı Aydın Bey’in. Tek kararla imamların kaderiyle oynayacağını biliyor. O yüzden gazeteleri paralel yapının sesi radyosu oldu.
RADİKAL’İ TETİKÇİ YAPTI
Sözde özgürlükçü solcuların gazetesi Radikal’in yaptığı haberler yüzünden Erdoğan Demirören, Milliyet ve Vatan gazetelerini satın almak zorunda kaldı. Tetikçi gibi yapılan yayınlarla Demirören’i Beyoğlu’ndaki AVM yüzünden köşeye sıkıştırmaya çalıştılar. Aynı şeyi Can Dündar da söyledi. 15 Ağustos 2013 tarihinde Ezgi Başaran, Can Dündar’la bir söyleşi yaptı. Bakın kendisine sorulan sorulara Dündar nasıl cevap veriyor:
‘EB: Demirören’in medyaya girdiği için pişman olduğu söyleniyor, sizce?
CD: Ben de gazeteyi aldığına pişman olduğunu düşünüyorum.
EB: Öyleyse niye aldı Milliyet’i?
CD: Bence sizin yüzünüzden. Yani Radikal’in…
EB: Üstüme iyilik sağlık, neden?
CD: Radikal, bir gazetecilik refleksiyle İstiklal Caddesi’ndeki Demirören AVM ile ilgili eleştirel yayınlar yapmıştı ve Demirören ailesi bundan çok rahatsızdı. Erdoğan Bey’in bu şikayetini Aydın Bey’e ilettiğini sanıyorum. Anlaşılan Aydın Bey, Radikal’in yayınına müdahale edemeyeceğini söyledi. Demirörenler de kendilerini savunmak için bir gazete sahibi olmanın akıllıca olduğuna karar verdi. Bu kadar basit olduğunu düşünüyorum.’
30 MART’TAN SONRA AYDIN DOĞAN İÇİN YENİ BİR DÖNEM BAŞLAYACAK
Radikal böyle bir gazete işte. Aydın Doğan bu sindirme taktiğini 1990’larda çok kullandı. İşe de yaradı. Birçok rakibini diskalifiye etti. 28 Şubat döneminde askerlerle Refah-Yol’u yıkmakla övündü. Ama artık eski günler yok. Bugünkü rakibi bileğini bükeceği biri değil. Ve 30 Mart’tan sonra Aydın Doğan için yeni bir dönem başlayacak. Bu kararı millet verecek. Sistem artık bu kadar zırvayı, illegaliteyi kaldıramaz.
30 Mart bir varolma savaşı. Ya darbeciler, cuntacılar kazanacak ya da millet. Ya vesayet egemen olacak ya demokrasi. Ya darbeyi savunan medya kalacak ya da sivil siyasetin yanında yer alan medya.
Aydın Doğan kararını vermiştir. Seçilmişlerin değil vesayetin yanında olduğunu göstermiştir. Milli Güvenlik Kurulu dün milli egemenliğimizi tehdit eden paralel yapılar üzerinde görüşüldü. Devlet artık kararını verdi. Devletin içinde imamlardan aldıkları talimatlarla yürüyen bu yapı bitirilecektir. MİT tırlarıyla ilgili başlayan soruşturma bunun ilk işaret fişeğidir. HSYK yasasının imzalanması da yakında başlayacak operasyonların önünü açmıştır.
AYDIN DOĞAN İÇİN YOLUN SONU
Türkiye artık bir çete gerçeğiyle karşı karşıya. Bunu devlet de ilan etmiş durumda. Aydın Doğan keşke paralel yapının değil, demokrasinin yanında dursaydı. Yakın tarihimizde Erol Simavi’ler, Cem Uzan’ların hali ortadadır. Bari bundan ders alsaydı Aydın Doğan. Kendisi yeni Erol Smavi’dir. Artık kendisi için yolun sonu görünmüştür.
