7 Mart 1990’da öldürülen Hürriyet’in genel yayın yönetmeni Çetin Emeç suikasti hala aydınlanamadı. Emeç cinayetinin aydınlatılması konusunda özellikle Aydın Doğan’ın hiç çaba göstermemesi de ilginç. 27 yıldır da hep akıllara takılan soru şu; Aydın Doğan Çetin Emeç cinayetinin neresinde? Gazeteci Reha Muhtar, rehamuhtar.com.tr sitesinde “Çetin Emeç’in ölüm yıldönümünde Çetin Emeç olayının şifreleri…” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazısı Aydın Doğan’ın Çetin Emeç’ten rahatsızlığını da gözler önüne serdi. Yazısında “Gazeteci” diye söz ettiği kişi ise bizzat Reha Muhtar’ın kendisi… İşte Emeç cinayetinin şifrelerini çözecek çarpıcı yazı…
Çetin Emeç’in gerçek katilleri kim? Haydi Türkiye göreve!
Abdi İpekçi’den sonra; Milliyet gazetesinin en önemli olayı; “Hürriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği’nden; Milliyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmenliğine, transfer edilerek gelen gazeteci Çetin Emeç’ti…”
***
Babası Demokrat Parti milletvekili ve gazete sahibiydi… Kendisi; Galatasaray Lisesi ve İstanbul Hukuk fakültesi mezunuydu… Eğitimi, basın dünyasında o yıllarda akranları arasında olabilecek en elit ve üst düzey eğitimdi…
***
Gazeteciliğe babasının gazetesinde başlamıştı… Gazeteci, üstelik gazete patronu bir aileden geliyor; kendi de Hukuk eğitimine karşın gazetecilik yapıyordu…
Üstelik Milliyet’e Hürriyet gazetesinden transfer edilerek geliyordu…
***
Gazeteci için “bulunmaz kaftandı” Milliyet’in başına gelen Çetin Emeç…
Abdi İpekçi’nin 240 binlik Milliyet’inin tirajı o günlerde 113 bine düşmüştü…
***
“Milliyet referans gazetesidir” deyip, gazetenin dinamiğini, heyecanını, tazeliğini ‘grilikle’ örten “derin Milliyet”in etkisiz, işlevsiz operasyonel havayı matah bir şeymiş gibi sunan ‘sabit kadrolarından’ Gazeteci’ye artık gına gelmişti…
***
Hürriyet’ten gelen, Galatasaray Lisesi mezunu ve Hukuk fakültesi mezunu; batılı çağdaş ve tirajı bilen Çetin Emeç’le Milliyet’in dinamik ve taze bir yayın yapacağını biliyordu…
***
Derin Milliyet’in Çetin Emeç’i Milliyet’ten götürmek için elinden gelen her şeyi yapacağını da… O genç bir gazeteciydi…
Derin odaklarla ve derin Milliyet’le ilişkisi yoktu…
Gazetecilik öğrenmek, dinamik bir gazeteciliği heyecanla yapmak istiyordu…
Çetin Emeç’i tanımıyordu…
Ama tanımasına gerek yoktu…
Gazetecilik enerjisi “birbirini bulurdu…”
Herkesin tir tir titrediği Çetin Emeç’le Gazeteci’nin yolları kesişecekti…
Bu Tanrı’nın çizdiği kader çizgisiydi…
Derin Milliyet Çetin Emeç’i, gazeteye geldiği günden itibaren yok etmeye çalışacak…
Gazeteci’yi ise “Çetin Emeç’i kutsadığı için hayatı boyunca affetmeyecekti…”
Gün gelip Çetin Emeç de Gazeteci de Milliyet’ten kopacaktı…
Çetin Emeç’in yadigarı; “Milliyet’te patlattığı müthiş tiraj”, Gazeteci’nin yadigarı ise; “televizyonlarda patlattığı hiçbir zaman kırılamayan rating rekorlarıydı…”
*****
ÇETİN EMEÇ’İN; HALDUN SİMAVİ’YLE GÖRÜŞMESİ; AYDIN DOĞAN’LA İPLERİ KOPARTIYOR!..
Aydın Doğan’ın çok yakını bir yönetici bir gün Gazeteci’ye Çetin Emeç’in ayrılmasıyla ilgili şöyle söyleyecekti;
-“Çetin Emeç; Milliyet’in genel yayın yönetmeniyken Haldun Simavi’yle görüştü… Bir transfer görüşmesiydi… Aydın Doğan bu olaya çok bozuldu… Kendisini arayıp bilgilendirmesini istedi…
Oysa Çetin Emeç; Milliyet’te onu yok etmek isteyenlerden çok bunalmıştı… Haldun Simavi’yle görüştü; ama teklifini kabul etmedi… Kabul etmediği için bu teklifte Aydın Doğan’a iletecek bir şey görmedi… Aydın Doğan Çetin Emeç’ten telefon bekledi…
Çetin Emeç Aydın Doğan’dan…
İkisi de birbirini aramadılar…
***
Bunun üzerine Çetin Emeç; eski patronu kardeş Simavi’yle; yani Erol Simavi’yle anlaşıp Hürriyet’e yeniden genel yayın yönetmeni olarak gitti…”
***
Çetin Emeç; 113 binden aldığı Milliyet gazetesini iki yıl içinde 693 bin rekoruna ulaştırdığı halde; “derin Milliyet’in Aydın Doğan nezdinde yaptığı operasyonlardan” sıkılmıştı…
***
Aydın Doğan Çetin Emeç’i sürekli odasına çağırıyor; ona derin Milliyet’in söylediği gibi “bu manşetler niye abartılı ve sansasyonel” diye soruyordu…
***
Çetin Emeç Aydın Doğan’ın yanına çıkmaktan imtina etmeye başlamıştı…
Aydın Doğan ise; Gazeteci’ye söylediği gibi; “Genel Yayın Yönetmeni’nin; Patron çağırdığı halde yanına gitmek için sürekli bahane üretmesinden muzdaripti…”
***
Haldun Simavi’yle görüşme faktörü devreye girince ipler kopmuştu…
Simavi kardeşler; Aydın Doğan ve onun yakın olduğu Koç ailesi!.. Hassas labiretin ayaklarına basmak, tehlikeliydi…
***
Milliyet’e “bir kuyruklu yıldız gibi gelen Çetin Emeç’in” gidişinin görünen nedeni buydu…
***
Oysa “derin Milliyet’in ona Milliyet’te döşediği kaygan zemin” hep hasıraltı edildi…
Gerçekte Çetin Emeç Milliyet’te alabildiğine bunaltılmış ve Haldun Simavi’yle görüşmek için duygusal yalnızlığa itilmişti…
***
Derin operasyonun sayısız örneğini Gazeteci yakından biliyordu…
Birebir yaşamıştı…