Doğan medyası ile Fethullah Gülen ve cemaat medyasının 28 Şubat’taki gibi ittifak içine girmeleri dikkat çekiyor. Tek fark, Gülen Grubu’nun 28 Şubat gibi örtülü destek yerine vesayet adına ‘topyekun savaş’ stratejisi izlemeye başlaması.
İrticaya karşı ordu ve bürokrasinin işbirliği iddiasıyla başlatılan ve ‘dindar’ olan her vatandaşa savaş açan süreç, Türkiye’de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanda bir dizi değişimi beraberinde getirdi. Tarihlerin 28 Şubat 1997’i gösterdiği o günün üzerinden tam 17 yıl geçti. Aydın Doğan’ın medya organlarından Amiral Gemisi Hürriyet, 17 yıl önce demokrasi tarihinin kara lekesi olan 28 Şubat’taki tavrına devam ederken, o gün yaşananlara ses çıkarmayan Gülen Hareketi’nin yayın organı Zaman Gazetesi de o gün olduğu gibi bugün de itifakın parçası oldu. 17 yıl önce Türkiye demokrasisine çelme takan bu ittifak, bugün 17 Aralık’la Başbakan Erdoğan’a kumpas kurdu.
DARBE ‘DEMOKRATİKTİR’
Başta Amiral Gemisi olarak bilinen Hürriyet olmak üzere, Gülen Hareketi’nin yayın organı olan Zaman Gazetesi de 28 Şubat sürecindeki tutumuyla hafızalara kazındı. Gülen Hareketi’nin lideri Fethullah Gülen, 29 Mart 1997’de Samanyolu TV’de yaptığı konuşmada ‘Asker anayasal yetkisini kullandı’ derken, 28 Şubat sonrasında Necmettin Erbakan’ı sert şekilde eleştirmeye devam etti. Gülen, Silahlı Kuvvetleri’n demokrasiye müdahalesini de demokratik bulmuştu.
‘HAYIRLI OLSUN’
Erbakan’ın Mesut Yılmaz başkanlığında kurulan 55. Hükümeti ‘Hayırlı olsun’ manşetiyle duyuran Zaman Gazetesi, Cumhurbaşkanı Demirel’den onay alarak görevine başlayan hükümetin toplumsal uzlaşmayı hedeflediğini yazdı. Hürriyet ise o dönem Fethullah Gülen’in ‘Beceremediniz artık bırakın’ sözlerini manşetten duyurmuştu. ‘Refah Partisi iktidar olmamalı’ diyen Gülen’in Refah Partisi’nin iktidar olmadığı 1995 yılında bile partiye karşı olduğu biliniyor. Refah Partisi’nin iktidar olması halinde içten ve dıştan baskı geleceğini ifade eden Gülen, bu iktidarın tepkiyi de beraberinde getireceğini savunuyor.
CHP O GÜN DE BUGÜN DE DARBECİLERLE KOL KOLA
Darbelerle dolu ülke tarihinde sınıfta kalan CHP, 28 Şubat’ta da sınıfta kalmıştı. 28 Şubat’ta, CHP Lideri Deniz Baykal, askeri ‘sivil toplum’ olarak tanımlayarak darbeye açık destek verdi. 17 Aralık hükümeti hedef alan operasyonda da darbecilerle kol kola giren CHP, yine demokrasiye karşı darbeden yana tavır aldı.
HER TÜRLÜ İŞKENCE YAPILDI
Sürecin mağdurları fiziksel ve psikolojik işkenceye de maruz bırakıldı. Aradan geçen yıllar, 28 Şubat’ı yargılama noktasına getirdi. TBMM’de kurulan 28 Şubat Alt Komisyonu’nda 28 Şubat döneminde yapılan işkenceler masaya yatırıldı. TBMM Alt Komisyonu’na ifade veren Yeni Şafak Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak kendisine elektrik verildiğine dair doktor raporu olduğunu söyledi. TBMM 28 Şubat Alt Komisyonu’nda ifade veren eski İstanbul Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan’ın işkence yapmadığını söylemesi üzerine mağdurlar, yeniden konuşmaya ve belge sunmaya başladı. Saçan, AK Parti İstanbul Milletvekili Harun Karaca’nın, ‘Beni sorgu sırasında çırılçıplak soymadınız mı?’ sorusuna, ‘Raporla ispatlayıp şikâyetçi olsaydın’ cevabını verdi.
BAŞÖRTÜLÜ KADINLARA KAMUSAL LİNÇ BAŞLATILDI
28 Şubat sürecinde başlayan ‘kamusal alan’ uygulamasıyla başörtülü kadınların devlet dairelerine girişleri dahi yasaklandı. Üniversite öğrencileri başörtüsü taktıkları gerekçesiyle okullarından atıldı. Pekçok öğrenci ya okulu bıraktı ya da yurtdışında eğitim hayatına devam etmek zorunda kaldı. Devlet memuru statüsündeki kişiler, namaz kıldığı, sakal bıraktığı ya da dindar olduğu için tek tek fişlenerek kurumlarından atıldı.
Albayraklar hedef tahtasına kondu
26 Mart 1999 Cuma günü Pınarhisar Cezaevi’ne giren Erdoğan, siyasete yeni bir boyut kazandırırken, hapiste kaldığı 4 aylık sürede siyasetteki geleceğinin planlarını yaptı. Erdoğan’a verdikleri destek nedeniyle gazetemizin sahipleri Albayrak ailesi hedef tahtasına oturtuldu. 28 Şubat sürecinde askerlerin emriyle kovulan gazetecilere kucak açan Yeni Şafak’a operasyon yapıldı. Yeni Şafak İcra Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak, daha önce verdiği röportajlarda o günleri şöyle anlattı: Andıç yayınlanmış. Mehmet Barlas, Nazlı Ilıcak, Mehmet Ali Birand, Ali Bayramoğlu, Alper Görmüş gazetelerinden bir şekilde ayrılmak zorunda kalmışlardı. Çılgınlık yaparak tamamını Yeni Şafak’a almıştık. Çok tehdit alıyorduk. Yazarların istediği gibi yazmalarına izin verirsek, bunun bedelini ödeyeceğimizi söylüyorlardı. Bunu Dinç Bilgin ve Aydın Doğan açık açık söylüyordu.’ Sabah ve Milliyet Gazeteleri, operasyon sırasında Albayraklara yönelik haber kampanyası başlattı. Haberlerde asılsız suçlamalar öne sürüldü. Haberlerden 2 ay sonra gözaltı baskınları başladı. Yapılan zulümlerin bir ekonomik, bir de habercilik tarafı vardı. Hedefin Albayrak şirketlerini yok etmek olduğunu anlatan Mustafa Albayrak, şöyle konuştu: ‘Medyayla yürütülen operasyonların karanlık hedeflerinden biri de yeni bir siyasî oluşumun önünü tıkamaktı. Henüz doğmadan öldürülmek istenen AK Parti’ydi.’
ABD’lilerle konuştum ‘Refah’ kapanacak
28 Şubat darbesinden 6 ay sonra Milliyet’ten Yasemin Çongar’a verdiği mülakatta Gülen, Refah Partisi’nin kapatılma davasının sürdürülerek, partinin güven kaybına uğrayacağını, böylelikle insanların başka partilere yöneleceği ifade etti. Uluslararası bağlantılarıyla irtibat halinde olduğunu söyleyen Gülen, ‘Amerikalı yetkililerin, kanaatleri bana intikal ettiği kadar, Refah’ın kapatılacağı merkezinde düşünceler var. Ben eskilerin ifadesiyle ‘bila kaydu şart’ o mülahazalara katılmıyorum. Hiç kapamayabilirler’ ifadelerini kullanıyor. Gülen şunları söylüyor: ‘Daha makulü Refah’ı kapatmamak, mahkemeyi devam ettirmek, mahkeme devam ederken seçime girmek. Seçim sathı mahalline girilirken mahkemenin devam etmesi Refah’a olan güveni sarsar. Kapatılacak olan bir parti mülahazası hasıl eder. Oy verilmez ona.’
28 Şubat döneminin destekçilerinden biri de Fethullah Gülen Cemaati olmuştu. Hürriyet Gazetesi’in Rehahyol hükümetiyle ilgili manşetlerinden biri Gülen’in ‘Beceremediniz artık bırakın’ sözlerinden oluşurken, Zaman Gazetesi de Rehahyol hükümetinin yerine kurulan Mesut Yılmaz Başbakanlığındaki hükümet için ‘Hayırlı olsun’ manşetini atmıştı. (YENİ ŞAFAK)