Anasayfa / GENEL / 17 Aralık’ın bir yolsuzluk davası olmadığının madde madde belgesi!
17aralik1

17 Aralık’ın bir yolsuzluk davası olmadığının madde madde belgesi!

17 Aralık soruşturmasına verilen takipsizlik kararının ayrıntılı gerekçesine SABAH ulaştı. Gerekçede soruşturmayı yürüten savcı ve polislerin hukuku nasıl hiçe saydıkları madde madde anlatılıyor.

17 Aralık’ta hükümeti yıkmaya yönelik planın bir parçası olarak başlatılan soruşturmayla ilgili verilen takipsizlik kararının gerekçesinde çarpıcı detaylar yer aldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi Savcısı Ekrem Aydıner’in hazırladığı gerekçeli takipsizlik kararı 63 sayfadan oluştu. Savcı Ekrem Aydıner soruşturmadaki hukuksuzluklar ile ilgili şu tespitlerde bulundu:

MADDE MADDE USULSÜZLÜK
Soruşturmanın başlatılması ile ilgili somut bir olay yoktur.
Soruşturma 2009-2010 ve 2012 tarihli üç isimsiz ihbar üzerine başlatılmıştır.
İsimsiz ihbarlarla soruşturma başlatılması ve bunların delil yapılması suçtur. Soruşturma baştan beri hukuk dışı şekilde yürütülmüştür.
Soruşturmaya konu edinen bir MASAK raporu 2008 yılına aittir. 2008 yılında soruşturma başlatılmış, 2012 yılına kadar rapor bekletilmiştir.
Kolluk soruşturmaya başlarken Cumhuriyet savcısına bile haber vermemiştir. 18 Temmuz 2012’de isimsiz ihbar mektubu ile çalışmalara başlandığı belirtilse de soruşturma tarihi 13 Eylül 2012’dir. Aradaki süreçte soruşturma izinsiz yürütülmüştür.

AYNI IP’DEN 12 İHBAR
Soruşturmaya konu edinen ihbarlardan birisinin yapıldığı IP adresinden daha önce 12 kez benzer ihbarlar yollandığı fakat emniyet birimlerince bu IP adresinin araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Şüpheliler hakkında ilk telefon dinleme kararı alındığında dosyada 3 imzasız ihbar mektubu haricinde hiçbir delil bulunmamaktaydı. Soruşturmada hemen hemen tüm aşamalardaki verilen kararlara konu edinilen ihbarların, kim tarafından yapıldığı dahi araştırılmaksızın soyut ihbarların içeriği doğru deliller olarak kabul edilmiştir.
İşleme konulması dahi mümkün olmayan elektronik posta ihbarları dayanak gösterilerek hukuka aykırı şekilde iletişimin tespiti ve teknik takip kararları alınmıştır.
Soruşturma başından sonuna kadar telefon dinlemeleri üzerine kurulmuştur. Çarpık anlayış sonucu önce verilen telefon dinleme kararı sonrasında delil yapılmıştır.

300 TELEFON DİNLENMİŞ
Kolluk fezlekesinde şüpheli olarak zikredilen dışında pek çok kişi hakkında dinleme kararı alındığı ancak sonrasında hiçbir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır.
Rıza Zarrab ve Ebru Gündeş’in aile içi görüşmeleri bile dinlenerek kayda alınmış, suça konu olmaması sebebiyle kaydedilmesi yasak olmasına rağmen aile görüşmeleri imha edilmesi gerekirken delil yapılmak istenmiştir.
İki yıl boyunca kaydedilmesi yasak olan kişiler dâhil her türlü görüşme kaydedilmiş 100’den fazla kişi ve 300 numara takip altına alınmış, hakkında dinleme kararı alınanlardan sadece 32 tanesi şüpheli olarak fezlekeye konulmuştur.
Soruşturma kapsamında kişilerin mail adreslerine belirsiz şekilde girilmiş ve delil elde etme ötesinde ölçüsüzce kişilerin özel hayatlarına müdahale edilmiştir.
Kolluk fezlekesine göre 2013 Nisan’da tüm şüpheliler tespit edilip soruşturma büyük ölçüde tamamlanmasına rağmen dinleme ve fiziki takip sürdürülmüş görevin gereklerine uygun hareket edilmemiştir.

DIŞ POLİTİKAYA MÜDAHALE
Ortada bir örgüt olduğuna dair hiçbir delil de yoktur.
Bu kişilerin de suç işlemek için örgüt kurmak üzere bir araya geldikleri ve örgütün amaçlarını gerçekleştirmek üzere hareket ettiklerine dair hiçbir delil yoktur.
Soruşturma kapsamında delil olduğu iddia edilen bir MASAK raporu dosyaya sunulmuş fakat gönderilen zarfın hiç açılmadan bekletildiği operasyonun yapıldığı tarihte zarfın halen kapalı olduğu anlaşılmıştır. Zarf açıldığında CD’nin kırık olduğu tespit edilmiştir.

ZARRAB’A SUÇLAMALAR
Rıza Zarrab’ın şirketlerinin önemli gelir kaynağının İran ile yapılan ticarete dayalı olmasının, gelirin suçtan elde edileceği iddiasına haklılık kazandırmaz.
Rıza Zarrab’ın suçtan elde ettiği bir mal varlığı bulunduğuna dair delil söz konusu değildir.
Rıza Zarrab’ın yönetimindeki şirketlerin gerekse de diğer şirketlerin İran ile yaptıkları ticaretin yasal olmadığını iddia etmek mümkün değildir. Bu ülkenin ekonomi politikası kapsamında değerlendirilmelidir.
Rıza Zarrab’ın Halkbank’tan karşılığını tahsil ettiği malları gerçekte göndermediği, bankaya gerçek dışı belgeler ibraz ettiği iddialarına ilişkin delil elde edilememiştir.

HALKBANK’A SUÇLAMALAR
Halkbank yönetiminin Rıza Zarrab’a ait şirketlere komisyon indirimi yaparak ayrıcalık tanıdığı bu şekilde yöneticilerin bankayı zarara soktukları iddiası da yerinde değildir.
Söz konusu indirim, bankacılık kanununa uygundur. Dolayısıyla bankanın zararını zimmet olarak görmek de mümkün değildir.
Genel Müdür Süleyman Arslan’ın Zarrab’tan şirketlerinin işlerini kolaylaştırmak karşılığı menfaat temin ettiğine dair delil elde edilememiştir.
Arslan’ın evinde bulunan paralar ise bir üniversite ve imam hatip lisesine ait olduğu ilgililerin alınan ifadelerinden anlaşılmıştır.

10 MADDEDE HUKUKSUZLUK
1- Paralel yapıya yakın polis ve savcılar, ” İran’a altın kaçakçılığı yapılıyor” dedi. Fakat İran’ın ambargo nedeniyle banka üzerinden gönderilemeyen petrol ve doğalgaz alacağına ilişkin bu ülkeye gönderilen altınlar çıktı.
2-Paralel yapı mensupları “Bakanlar rüşvet yedi” dedi. Soruşturmada hiçbir bakanın kendi görev alanı ile ilgili konularda Rıza Zarrab’a menfaat temin ettiğine ilişkin delil elde edilemedi.
3-Paralelciler Gana’dan gelen altınların kaçırıldığını ve soruşturma konusu yapılmadığını iddia etse de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuyu titizlikle takip edip dosyaya takipsizlik kararı verildiği anlaşıldı.
4-Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın, Zarrab’tan şirketlerinin işlerini kolaylaştırmak karşılığı menfaat temin ettiği iddia edildi ama buna dair delil elde edilemedi. Evinde bulunan paralar bir üniversite ve imam hatip için toplanan yardım paraları çıktı.
5-Halkbank yönetiminin Rıza Zarrab’a ait şirketlere komisyon indirimi yaparak ayrıcalık tanıdığı bu şekilde yöneticilerin bankayı zarara soktukları iddiası da fos çıktı. Söz konusu indirim bankacılık kanununa uygun bulunduğu gibi Bunge SA isimli şirketin de bu indirimden yararlandığı belirlendi.
6-Paralel yapı “örgüt var” dedi. Savcı örgüt bulunmadığını tespit ettiği gibi “örgüt varsa neden örgütlü suçlara bakan savcılara haber verilmedi” dedi.
7-Dosyada MASAK raporu bulunduğu iddia edildi. Rapor 2008 yılına ait çıktı. Hem de bulunduğu zarfın hiç açılmadan operasyon yapıldığı anlaşıldı.
8-Kimsenin özel hayatının dinlenmediği iddia edildi. Savcı Rıza Zarrab ile Ebru Gündeş’in aile görüşmelerinin yasadışı şekilde kaydedildiği üstelik dosyaya konulduğu belirlendi.
9-Soruşturmanın çok sağlam delillere dayandığı iddia edildi ama mail ihbarı ve telefon dinlemeden başka delil olmadığı belirlendi.
10- Aynı IP adresinden daha önce 12 kez benzer ihbarlar yollandığı fakat emniyet birimlerince bu IP adresinin araştırılmadığı anlaşıldı.  

(SABAH)

MEDYAGUNDEM

feto-foto1

17 Aralık kumpasının “Kaynak”ı bulundu!

Polisin dijital veri taraması sonucunda, Kaynak Holding bünyesindeki Işık Yayıncılık’ın müdürü Özden Demir’in bilgisayarından, 17 …

bharara3

FETÖ yazdı Bharara oynadı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı çatı iddianame hazırladı: Üst akıl ve FETÖ, 17-25 Aralık sürecinde hükümeti deviremeyince …

candundar1

FETÖ’den Can Dündar’a 2 milyon dolar!

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın 17 Aralık operasyonuyla ilgili çektiği belgesel için FETÖ’ye …

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir