Bugün TV canlı yayınında Hasan Cemal, başörtülü Z.D. için skandal sözlere imza attı. Cemal, Fadime Şahin benzetmesi yaptı…
Gezi olayları esnasında Kabataş’ta şiddet gören başörtülü Z.D’yle ilgili karalama kampanyası sürerken, Bugün TV’de bir programa konuk olan Hasan Cemal, şoke eden bir iftiraya imza attı.
Başörtülü Z.D’nin kendi beyanlarına, hastaneden alınmış darp raporlarına rağmen, Kanal D’ye montajlanarak servis edilmiş, paralel medya tarafından da bir karalama ve iftira kampanyasına dönüştürülen görüntüler üzerine Hasan Cemal “Fadime Şahin” benzetmesi yaptı.
“28 ŞUBAT’TA ASKERİN FADİMESİ VARDI” DİYEREK Z.D’YE İFTİRA ATTI
Cemal, görüntüleri yorumlarken “28 Şubat’ta da askerin Fadime’si vardı” dedi.
Bu sözler üzerine moderatör Erkam Tufan “çok ağır olmadı mı” dedi.
Hasan Cemal ise ısrar etti: “28 Şubat’ta askerin Fadime’si yok muydu? Bugün de burada kullanılan bir durum var” dedi.
Yılların usta gazetecisi olarak tanımlanan Hasan Cemal’in skandal iftirası 17 Aralık operasyonu ve Gezi olayları anıldığında ilk akıllara gelecek iftira olarak hafızlarda kalacağa benziyor.
28 Şubat’ın Fadime’sini örnek gösteren Hasan Cemal, aslında bu sözleriyle 17 Aralık darbesinin Fadime’si olarak hatırlanacak.
Seni hokkabaz Hasan seni !(Hokabazları aşağılamak için söylemiyorum bu lâfı.Asla.) ne mal olduğunu bilmeyenlere, kendini “Demokrat” diye yutturuyorsun.,Utanmıyorsun…”askerin Fadimesi” diyerek; “Bakın ben ne kadar demoktatım,askerin yanında değilim.” demeye getiriyor,aklı sıra.,Biz de yutuyoruz…Oysa; Geçmiş dönemlerde paşalarla nasıl iş tuttuğunu,bilenler biliyor.,Darbe olmadan önce ilk aranan kişi olduğunu da…
Bugünlerdeki sıkıntısı,aslında sol’un bir kesiminin sıkıntısıdır.Bu gözden kaçırılıyor galiba… C.Çandar’lar,Hasan’lar,Ş.Alpay’lar,Perinçekler’ler gibi kaşarların yanı sıra, yeni yetme
Mao’cu tayfanın tüm sıkıntısı da ; Gezi,ve öncesi olayların ve bugünkü Okmeydanı ve benzeri olayların altında yatan neden de aynı dır ; “Kızıl Devrimin” artık hayata geçme imkânın çok zayıflamasıdır bu neden…Keza; Erdoğan düşmanlığının altında da bu neden yatmaktadır…
Kolay değil! Yıllar yılı bu hayâl ile yatıp kalkacaksın,kendini bakanlığa,Başbakanlığa,Polit büro üyeliğine hazırlayacaksın,darbeler yapacaksın,devlet içindeki kadrolaşmanı nerdeyse bitirme aşamasına geleceksin,çıkacak ADAM’ın biri her şeyi alt üst edip,pişmiş aşa su katacak…
Bütün bunlara ilâveten bir de,”Hocagiller” çıktı başlarına.Ama,onları kolay lokma gördükleri için,
“Önce şu Tayyip’den bir kurtulalım,ABD,İsrail,Almanya ve İngiltere’ye söyleriz,hocanın defterini dürerler” diye düşünüyorlar! Olabilir de; unuttukları bir şey var ! Bu devletler senin “Kızıl Devrim”ine cevaz verecek olsalardı,1968’den beri bu iş çoktan olmaz mıydı?Kaldı ki; Duran’lar,
D.Karataş’lar varken özlediğiniz “Kızıl Devrim” pastasından payınıza ancak pastanın mumları kalır…Devrim bittikten sonra,yakar da hâlinize ağlarsınız…
Yukarıda yazdığım devletler için itirazlar olabilir.”Yahu onlar bu devletlerle iş tutmaz!” diye.Ben ise
tam tersini düşünüyorum…Bugüne kadar ayakta kalmalarının yegâne sebebi o devletlerdir…Bakmayın atınca mangalda kül bırakmamalarına.