Tatlıcı kaçırdı
28Şubat‘ta Türkiye’nin en önemli reklam ajansı Cenajans-Grey’in sahibi olan Nail Keçili ile yaptığımız röportaja, kaldığımız yerden devam ediyoruz…
28 ŞİRKET, 2.500 ÇALIŞANIM VARDI DEDİNİZ?
Evet içeri alınmadan önce böyleydi. Reklam pastasının yüzde 53’ü bendeydi. Tartışmasız, rakipsizdim. Benimle çalışan isimler arasında Ertuğrul Özkök, Engin Ardıç, Nuri Çolakoğlu ve Feryal Pere gibi isimler vardı.
ÇÖKÜŞÜNÜZDEKİ EN BÜYÜK HATANIZ NEYDİ?
Hatam yoktu. Ama bazı şeyleri yanlış yaptım. Bunu da sonra fark ettim. NE GİBİ? Burada yaşayan Yahudiler güzel örnektir.
Adamlar kazanırlar ama asla göstermezler.
Kötü otomobile binip kirada otururlar. Bende ise yat, kat, uçak yani ne ararsan vardı. Kazanıyordum. Yaşamalıydım diye düşündüm.Ama Yahudiler’in yaptığı doğruymuş! Git Monaco’dan villa al, paranın keyfini dışarıda sür. Ama biz Türkler böyle yapmayız.Haliyle çok kıskanan oldu.
ÖZEL JETİNİZ VARDI DEĞİL Mİ?
Türkiye’de Boronkaylar‘da, Sancak Air’de ve bende vardı. Sadece kendim değil dostlarım da kullanırdı. Mesela Mustafa Koç ve Erol Aksoy isterlerdi. “Yakıtı unutmayın!” deyip verirdim…
VALLAHİ KRALLAR GİBİ YAŞIYORMUŞSUNUZ?
Öyle öyle de sonu kötü oldu.
Bak bir gün Yunan adalarının üzerindeyim. Uçağımla Marmaris’e geliyorum. Tam Santorini’yi geçerken aşağı bakıp “Oğlum Nail seni kim yıkabilir ki?” diye kendi kendime konuştum. Çok güçlüydüm ya!6 ay sonra 5 kuruşum yoktu!
MURAT DEMİREL VE KENAN EVREN’Lİ FOTOĞRAFA DÖNELİM.
EVREN’İ NEREDEN TANIYORSUNUZ?
Ailemin kim olduğu ortada! 1971 darbesinden sonra Türkiye’yi tanıtma görevi bana verildi. Askerler o zamanki imajdan memnun değildi.
İlişkilerimi kullandım. Hem Atatürk‘ü hem Kenan Paşa‘yı TIME‘a kapak yaptırdım.
PEKİ ÖZKÖK’LE İLİŞKİNİZ DAHA SONRA DEVAM ETTİ Mİ?
Erol Simavi onu isteyince verdim. ‘Hayır’ diyemezdim. Sonra o Hürriyet’te olsa da iyi çalıştık. Arayıp “Nail 1.5 milyon dolar lazım” derdi, 5 dakika sonra o para onda olurdu. Hem Hürriyet’le hem Sabah‘la çok iyi çalışıyorduk.
REKLAM PİYASASI NASILDI O ZAMAN?
Benim ipim çekilince, Eli Acıman vefat edince ve Güzel Sanatlar’ın sahibi Ünver Oral bırakınca sektör çöktü. Kulağına iki küpe takan reklamcı oldu. Biz reklam üretiyorduk. Bugün piyasa çok gelişmiş olmasına rağmen reklam gelirleri 10 yıl önceki seviyenin altında!
Bu da bizim iş yaptığımızı gösteriyor. Zaten şu anda piyasada rüşvetten başka bir şey konuşulmuyor.
ÖZAL’A GEÇMEDEN ÖNCE MERAK ETTİĞİM BİR KONU VAR. SİZİN CEVABINIZI ÖNEMSİYORUM. “İKİ CÜMLEYLE İŞ DÜNYASINI ANLATIN” DESEM NE SÖYLERDİNİZ?
Bak bu çok önemli bir soru.
Türkiye’de birinci kuşaktan kimse zengin olamaz. Olamazdı.
İki neden, zengin üretti! KARABORSA ve KOTA… Bizim zenginlerimiz ya ilişkileri sayesinde KOTA‘nın arkasına sığındı. Ya da karaborsadan parayı götürdü. Geçmişe gidilirse karşınıza bu çıkar. Bu alana da kimse bulaşmak istemez…
ÖZAL’LA İLGİLİ ANINIZ VAR MI?
En komiğinden başlayayım.
Yelkenli teknemle Göcek’te bir koydayım. Güneş Taner anons geçti. Beyefendi’nin Göcek kıyısına geldiğini öğrendim. İşi gücü bırakıp hemen hareket ettik. Kıyıya geç gelmişiz ki Beyefendi, Göcek Belediye Başkanı’nın teknesiyle açılmış. O da bizi arıyor yani. Denizin ortasında tekneleri yapıştırdık. Özal’ı güç bela bizim tekneye aldık. Gidip kaptan köşküne oturdu.Güneş Taner ve yardımcılarından İbrahim Bey de bizimleydi. Özal gaza basınca bizim teknenin direkleri Belediye Başkanı’nın teknesindeki bütün telleri koparıp attı. Yukarı koşup “Beyefendi gazı kesin. Tekneyi mahvettik” dedim…
Güldü, ” S…. et. O SHP’li belediye başkanı” cevabı verdi…
GERÇEKTEN ÇOK İLGİNÇMİŞ!
Bitmedi. Açıldık. Bir süre sonra sevdiği bir koya gelince demir attık. Baktım Güneş Taner yelkenlerin arasına gömülmüş.
Akıllı adam. Ben de İbrahim Bey diye seslendim. Adam üzerindeki takım elbiseyi çıkarıp mayosunu giydi. 4 dakika sonra güvertedeydi! Özal “Gel İbrahim” dedi. Adam kendini suya bıraktı ve kayboldu.
Baktık, adam yüzme bilmiyor.
Teknedeki 20 koruma, hemen denize atladı. Çıkardık. Can yeleği giydirdik. Ve 4 saat suda kaldı adamcağız…
Çünkü Özal girdi mi 4 saat çıkmazdı. Bu nedenle kimse ona görünmek istemezdi. Güneş Bey de o yüzden tam siper oldu!
UNUTAMADIĞINIZ BAŞKA BİR ANI?
Turgut Bey çok farklıydı. Bir gün Ankara’da dolaşırken otobüsünün önünü biri kesip elindeki kaseti uzatmış. Kasette Ankara oyun havaları… Bir gece Bakanlar Kurulu‘nu topladı. Bakanlar alışıktı zaten uykusuz kalmaya… Gece saat 02.00’da görüşme için herkes hazır bekliyordu. Özal oyun havasını koydu. Bütün bakanlar oynamaya başladı.
Konut gece kulübüne dönmüştü. Bakanlar oynuyor, Özal soru soruyordu!
HERKESİ DİNLER MİYDİ?
Yok tam tersine kimseyi dinlemezdi. Sadece dinler gibi yapardı. Irak’a girip Musul-
Kerkük’ü almaya karar verdi. Paşalar hop oturup hop kalktı. İnanmıştı. Kafa patlattığı için karşısındakinin ne dediğinin önemi yoktu. Çok akıllıydı.
İSTANBUL’U SEVER MİYDİ?
Tabii. Harbiye Orduevi‘nden bir gece kaçtık. Korumaların haberi yok. Cadde cadde, sokak sokak gezdik. Kol düğmelerinin fiyatına kadar her şeyi öğrendi. Öğrenmeye açıktı.
ÖZAL ÇAPKINLIK YAPAR MIYDI?
Hayır yapmazdı. Ama eğlenmeyi çok severdi. Bir gece doktoru ilaçlarını verdikten sonra oradaki arkadaşlarla gezmeye çıktık. Çok ağır ilaç alıyordu. Saat 02.00’da ALPAY‘ı dinleyecektik. Tam oturduk ki kapıdan Özal ve Semra Hanım kol kola içeri girdi. Kulağıma eğilip “Bana dondurmalı bir meyve tabağı söyle” dedi. İnanılmaz bir adamdı.
Türkiye’nin çok ilerisindeydi…
PEKİ ŞİMDİKİ CEMİYET HAYATI SİZE NE ANLATIYOR?
Adamlar her gün magazin dergilerinde. “Kim bunlar?” diye soran yok. Saraylarda oturuyorlar, tek kuruş vergi vermiyorlar.Kemal Gülman geçenlerde 24 milyon Euro‘ya YAT almış. Al da arkadaş; sen ne kadar vergi verdin? Ya da genç kızlarla gezen Nurettin Hasman… Adam haciz içinde lüks araçlardan inmiyor. Nasıl iş bu ya!
HERKES BÖYLE Mİ?
Yıllar önce Kahraman Sadıkoğlu, Irak’ta birileri tarafından kaçırıldı. Ağabeyi, istenilen parayı verince kurtuldu. Kahraman’ı kaçıran kimdi biliyor musun? Geçtiğimiz günlerde vefat eden Şeyhmus Tatlıcı… Adamın parasını almış, vermemiş…
Herkes devlet kadar merhametli değil gördüğün gibi…
* * *
‘BEN ASK ADAMIYIM’
NAİL BEY ÇOK ÇAPKIN OLDUĞUNUZ SÖYLENİRDİ. DOĞRU MU?
Doğru… Birlikte çalıştığım kadınların dışında çok isimle aşk yaşadım. Aşk adamıyım ben… Ama daha çok dünyaca ünlü starlarla beraber oldum. (Yazmamak kaydıyla söyledi. İsmi duysanız, siz de şaşırırdınız) Ama evliliğim bu nedenle bitmedi.Param vardı, yaşıyordum. Teknemde Özal’la baba Bush’u ağırlıyordum. Baharın hiç geçmeyeceğini zannettim. Şimdi hayata tutunmaya çalışıyorum… Başaracağım göreceksin. O zaman tekrar konuşacağız.
* * *
‘AYDIN BEY BİR KADEH VİSKİYLE RAHATLADI’
GELELİM ÖZAL’A… DANIŞMANLIK YAPTINIZ, YAKINDINIZ… MEDYA PATRONLARININ O DÖNEM SİZDEN İSTEĞİ OLDU MU?
Olmaz mı! Bir gün rahmetli Kemal Ilıcak yana yana beni arıyor. “Evet Kemal Bey” dedim. “Nail ne yap ne et bizi Özal’la yan yana getir” ricasında bulundu. Tam telefonu kapattı Halil Şıvgın aradı. Ben hemen “Beyefendi nerede” dedim.“Veriyorum” cevabıyla şaşırdım. Konuyu iletir iletmez “Yarım saat sonra Harbiye Orduevi’nde bekliyorum” dedi… Bütün medya patronlarını toplayıp götürdüm. Aydın Doğan Bey heyecanlıydı. “Ben nasıl konuşurum” diye tedirgindi. Bir kadeh viski uzatıp “Dik rahatlarsın” dedim. Öyle yaptı, faydasını gördü. Patronlar toplantıdan çok memnun ayrıldı. AşağıdaKemal Bey diğerlerini toplayıp “Beyler bu ABD’de yapılsa 5 milyon dolar ödememiz gerekirdi. Pamuk eller cebe” dedi. Kemal Bey’i zor durdurdum.
AYDIN BEY BUNA RAĞMEN SİZE HACİZ GÖNDERDİ AMA!
Evet… Küçük bir borcum vardı. Faizle 4-5 milyona çıkarmış. Elimde avucumda bir şey yok zaten. Marmaris’teki evime haciz yolladı. Ev onda satmıyor, bekletiyor. Param olursa ödeyip geri alacağım…
ERGÜN DİLER/TAKVİM